جَنَّةُ الْمَأْوٰ

Evvabin Namazı


"Kim akşam namazından sonra altı rek'at namaz
 (evvabin) kılarsa , deniz köpüğü kadar da olsa günahları mağfiret olunur." (Taberani, el-Mu'cemü'l-Evsat)

"Kim akşam namazından sonra aralarında kötü bir şey konuşmaksızın altı rekat namaz kılarsa, (kıldığı bu altı rekatlık namaz) onun için on iki senelik ibadete denk kılınır." (Tirmizi-Salat, 431)
Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: Hz. Peygamber Evvabin namazına devam ettiği kadar Duha namazına devam etmezdi. (Hakim, fil-Mustedrek)

Evvâbin namazı akşam namazı ile yatsı arasında kılınan bir namazdır.
Evvâbîn, evvâb kelimesinin çoğulu olup, tevbe ve istiğfar ederek Allah Teâlâ'ya çokca yönelen kişi demektir. Bu namaz altı rekât olup akşam namazından sonra, bir , Hepsini bir selam ile veya iki rekatta birer selam ile kılınabilir.   Bu namazın delili şu âyet-i kerîmedir: 


رَّبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا فِي نُفُوسِكُمْ إِن تَكُونُواْ صَالِحِينَ فَإِنَّهُ كَانَ لِلأَوَّابِينَ غَفُورًا

"Rabbukum a’lemu bi mâ fî nufûsikum, in tekûnû sâlihîne fe innehu kâne lil evvâbîne gafûrâ(gafûren)."

"Rabbiniz, sizin kalblerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız, şunu bilin ki Allah, kötülükten yüz çevirerek tövbeye yönelenleri (evvâbîn) son derece bağışlayacıdır." (İsra Suresi / 25.Ayet)

"Hanefilerden, evvabin namazı, (akşam namazından sonraki namaz), akşam namazının iki rekat müekked sünnetiyle birlikte altı rekat olduğunu söyleyenler, bu rivayeti esas almaktadırlar. Mezhebde tercihe şayan görüşe göre, bu namaz, akşam namazının müekked sünnetinin dışında altı rekatlık bir namaz olup, Hanefi alimleri, bu namazın kaç selamla kılınmasının daha faziletli olacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları, altı rekatın tümünün bir selamla kılınmasını daha faziletli görürken, bazısı iki selamla, bazısı da üç selamla kılınmasının daha faziletli olacağını söylemişlerdir. Niyet ettim Allah rızası için evvabin namazını kılmaya şeklinde niyet edilebilir.

(Alıntı : İslam Fıkhı Ansiklopedisi Prof. Dr. Vehbe Zuhayli)"

Evvabin namazı kılarken, kazaya niyet edilirse, hem bu büyük sevablara kavuşulmuş, hem de kaza borcu ödenmiş olur. Kaza borcu olan, kazaya niyet etmeden, nafile olan evvabin namazını kılarsa, bu sevablara kavuşamaz. Çünkü Hazret-i Ali’nin naklettiği bir hadis-i şerif meali şöyledir:

"Farz namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul etmez."
(Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m. 48)


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol