جَنَّةُ الْمَأْوٰ

Monoatomik Altın

İLGİNÇ TOZ ALTIN DENEYİ

Beyaz toz altın

Yazar Lawrence Gardner, David Hudson'un Arizona'daki Phoenix çiftliğinde görülen olayın araştırılması sonucu ulaşılan sonuçları aktarmaktadır. Altının da içinde bulunduğu platin grubu metaller(PGM)in oluşturduğu bir miktar mineral 1,2 °C ısıtılıp dakikada 2 °C soğutularak bu işleme devam edildiğinde orijinal maddenin, önce beyaz parlak damlaya sonra toza dönüştüğünün görüldüğünü anlatmaktadır.

Toza dönüşen maddenin % 44'ü yok olmuştur. Bu durumda % 44 nereye gitmiş olabilir? Saf beyaz ışığa dönüşür ve fiziksel düzlemin ötesinde bir boyuta geçer.

Bu durum, ''Cennet Taşı''nın, tartıya konulduğunda kendi miktarındaki altından daha ağır geldiğini ancak toza dönüştürüldüğünde bir kuş tüyünün bile kefede daha ağır geldiğini zikreden; İskenderiye metniyle tamı tamına uyum içindedir. Monatomik(tek atomlu) tozun ağırlığı kaybolduğunda, kendisi de gözden kaybolmuştu. Sadece görünmez değildi. Alternatif bir paralel düzleme, uzay-zamanın beşinci bir boyutuna taşınmıştı. Bunun kanıtı, maddeyi görünmez durumdayken, görünür durumuna geri döndüğünde başka bir biçimde konumlandırılabilmesi amacıyla, spatulayla karıştırılarak kesinliğe kavuştu. Bu yapılamadı ve madde görünür olduğundakiyle aynı biçim ve konumda geri geldi. Görünmez sırasında hiçbir şey yer değiştirmemiş veya karışmamıştı. Çünkü orada değildi, kısacası sadece görünmez değildi: Fiziksel durumunu gerçekten de değiştirmiş ve başka bir boyuta geçmişti.

Puthoff, bunu radarla yeri tespit edilemeyen konvansiyonel bir sinsi(stealth) uçakla, gerçekten de başka bir boyuta geçerek kaybolabilen bir diğeri arasındaki farka benzeterek açıkladı. Bu toz, bir süper iletkendi. Çünkü süper iletkenin bütün özelliklerini gösteriyordu. Yazara göre bu monatmik olan beyaz toz, kanser dahil pek çok hastalığı başarılı bir şekilde iyi ediyor. Ölümcül hasta tanısı konan, bireysel gönüllü hastalar üzerinde uygulamalar çok başarılı olmuştur. Belli kliniklerde Lösemi, AIDS ve kanser hastalarının ORME(monatomik beyaz toz) tedavileri başlatılır. Sonuç beklenildiği gibidir. Bu tedavinin şaşırtıcı yanı, bir kanserli hücreyi öldürücü değil kötü oluşmuş (kanserli) hücreleri düzeltici olarak işlev görmektedir. ORME maddeleri monatomik durumda soylu metallerdir, ancak metal olarak sınıflandırılamazlar. Bilim dünyasında Hal Puthoff onları "egzotik madde" olarak isimlendirirken; Hudson onlara "kutsal madde" diyordu.

Resmi yoruma göre ilaç sınıfına girmeyen bu tedaviler, tamamlayıcı olarak tanımlanıyor. 
Kopenhag Üniversitesi Niels Bohr Enstitüsü, Şikago ABD Enerji Bakanlığı Argonne Ulusal Laboratuvarları ve yine aynı kuruluşun Tennessee'deki Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı'nın tümü de Hudson patentlerinde kayda geçen elementlerin monatomik yüksek dönüş halinde var olduklarını doğruladılar. Olguyu tanımlamak için kullanılan bilimsel terminoloji, Bozulmuş Asimetrik Yüksek Dönüş Çekirdeği'ydi. Süper iletkendiler çünkü yüksek dönüş atomları, net enerji kaybı olmadan, birbirlerine enerji geçirebiliyorlardı.

SONUÇ

Meksikalı matematik bilimci Miguel Alcubierre, bu boyut değiştiren maddeyi egzotik madde diye adlandırıyor. Tanımını şöyle yapıyor: "Egzotik madde sıfırdan az yer çekimsel çekimi olan maddedir." Michael Szpir bu maddeyi; "Pozitif enerjisi olan normal maddeden farklı olarak, negatif enerji yoğunluğu özelliğine sahip garip bir madde" olarak tanımlamaktadır.

CERN'deki deneylerde altın protonları çarpıştırılıyor. Özellikle antimadde elde edilmesinde ve kuark deneylerinde altın protonlarının rolü bilinmektedir.Altının şuana kadar ortaya çıkmış özellikleri, onu Dünya'nın en değerli maddesi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda bircennet maddesi olduğu gerçeğini de hatırlatıyor. Özetlealtın, madde ve antimaddeyi içinde taşıyan, Dünya'da alternatifi olmayan bir elementtir. Kur'an ve sünnetverileri de bu gerçeğin altını çizmektedir. Yeni bilimsel araştırmalar, bu bozulmaz ve rengini kaybetmez olan"cennet taşı"nın daha birçok bilmediğimiz özelliklerini ortaya çıkaracaktır.


Tek Atomlu (kolodiyal) Altın
“Tek Atomlu Altın” beyaz bir toz şeklindedir ve iki boyutlu bir atom yapısına sahipken (bir veya iki atom birbirine tepki verir ), normal altın üç boyutlu bir yapıya sahiptir (on veya daha fazla atom birbirine tepki verir). Eğer bir kişi tek atomlu altını oral yollardan veya enjeksiyon yoluyla alırsa, sinir sisteminin çalışma kapasitesi on bin kat artar. Bu sizi tıpkı bir bilgisayar gibi inanılmaz miktarda bilgileri işleyebilecek konuma getirir ve yeterli bilgi emildiğinde bilinçli olarak başka boyutlara geçilebilir ve biçim değiştirilebilir, çünkü beyin günümüz insanlarının hiçbir şekilde başarma imkânı olmayan sınırsız birikim, olgu ve yetiyi mükemmel düzeyde kullanma imkânına sahip olacaktır. Beyin hücreleri öyle düzenlenir ki, bunlar tekrar kendi aralarında iletişime geçebilir. Ve eğer bu iletişim yetisi tek atomlu altından alındığı takdirde vücut “ışıldamaya” bile başlayabilir. Bu, eski tarihlerden kalan kimi raporlarda ve yazılarda yer alan “güneş gibi parlayan” tanrı ve tanrı çocuklarının bir yönde açıklamasıdır. Tek atomlu altın, normal altından veya belirli madenlerden elde edilebilir (örn. Arizona’da olduğu gibi). Bu muhtemelen altın ve altın kazanımı ile ilgili Sümer tabletleri üzerinde yer alan açıklamaların da gerçek anlamını ve açıklamasını içermektedir. Tek atomlu altın bunun yanında inanılmaz bir iyileştirme gücüne sahiptir, zira hücreli düzenler ve bizim hastalık olarak tanımladığımız blokajları ve denge sorunlarını gideren aşırı miktarda ışık enerjisini taşır. Bu sadece büyük sırlardan bir tanesidir; bu, gizem okullarında korunur ve modern gizli topluluklarda d sadece üst düzeyde olan kişilere aktarılırdı. (bkz.: David Icke, En Büyük Sır)


Tek atomlu (kolodiyal) altından ALTIN SUYU Günümüzün ana sorunlarından biri enerji eksikliğidir. Buna bağlı olarak da asabiyet, depresyon, insan ilişkilerini
kurarken yaşanan güçlükler, geniş bir alanda fiziksel ve psikolojik sorunlar genellikle enerji eksikliğine bağlı olarak oluşmaktadır. Araştırmacılar her gün biraz daha enerjetik
derinliğin insanlar üzerindeki etkisi hakkında tartışıyor ve durumun insanların iş ve sosyal yaşamları üzerinde ne kadar etkili olduğu konusunda hemfikir oluyorlar. Bu sorunun aşılması için ise yeni katkı maddeleri araştırmasına girerek insanların enerji seviyelerini artırmak için yardımcı olmaya gitgide daha yoğun çalışmaktadırlar. Elde edilen bilgiler arasında, altının belirli bir türünün organizmayı daha etkili ve yoğun m.etal enerji ile besleme imkânının olduğu yönündeki bulguların keşfedilmesi çabaları da yer almakdadır. Bu konuda en büyük katkıyı Avusturyalı, İsviçreli ve ABD’li araştırmacılar sağlamıştır. 


Altın, beyin epifizini aktive ediyor [bizim “Üçüncü gözümüz”]
İnsan bedeninde çok özel adenolar (bezeler ) bulunur, bunlar merkezde beyin epifizi ile iletişim halindedir. Üstelik bu adeno, başın tam olarak orta merkezinde bulunur
ve bilincimiz açısından çok önemli bir faktördür. Enerjiyi beyin epifizi içinden aktarmak, kurumsallığımızı iyileştirmek, çevremizdeki elektromanyetik alanları bilinçli şekilde
kabul etmek yerine, pek çok insan, bu beyin alanından yeterli oranda enerji akışı sağlamaktan uzaktır, zira bunlar bloke edilmiştir (ölçümlerden alınan sonuçlara göre). Bunun sonucu ise bizim gerçekleri sadece sınırlı şekilde algılayabilmemizdir. Kolodiyal altın, enerji akışında olumlu bir iyileşme sağlar, özellikle de beyin epifizinde... Bu ise az önce konu olan blokajların azaltılması ve hatta tamamen kaldırılması sonucunu doğurur. Eğer biz vücuttaki bilgi akışının özellikle elektron akışı ile yapıldığını göz önünde bulundurursak, belki de bu elementin elektrik kalitesinin ne kadar etkili olduğunu da anlayabiliriz. Altın, vücudun elektrikli ve bununla beraber manyetik özelliklerini
etkileyebilir. Altın, bozulmuş bir potansiyeli tekrar normalleştirebilir. Altın koloitlerinin araştırma sonuçlarının ve raporlarının elde edilmesinden sonra Avusturya enstitü
laboratuvarında görevli bilim adamları insanın mental gelişiminde kolodiyal altının günümüzde ne kadar büyük bir rol oynadığı konusunda ikna olmuşlardır. 

Altın, yaşamınvital güçleri ile doğrudan bağlantı kurabilecek bir maddedir. “Vücudumuzun ağır elementleri (örn. altın ve gümüş), bizim dünyamızda oluşmamıştır. Güneşimiz fiziksel olarak bakıldığında demirden daha ağır elementleri eritecek kadar sıcak değildir. Fizikçilerin bu konuda son kararı mutlaka değerlendirilmelidir: Vücudumuzun tüm ağır elementleri bir süpernovadan gelmektedir ki, bunlar DNS ( YANİ DNA ) ve protein moleküllerinin oluşumu için de gereklidir. Yani bizler yıldızların çocuklarıyız da diyebiliriz!“ (Michio Kaku, Kuantum Fizikçisi)


“Üçüncü Göz”
Tüm manevi çabalarımızın başarısı büyük ölçüde üçüncü gözümüzün gelişim derecesi ile açıklanır. Böylece, “bilinçaltı odası” ve “iç dünya“ kapısı anlaşılabilir. Üçüncü gözü
doğru tasvir edebilmek için, her ne kadar bu doğal olarak beyin epifizi ile bağlantılı olsa da, bunun fiziksel bir organ olmadığının belirtilmesi gerekir. Bu, daha çok, bir tür “enerji tüpüdür”, bu tüp, kaşlarımızla medulla oblongata (başımızın arkasındaki çarka) arasında yer alır. Bu tüpün fonksiyonu aktive edildiğinde algılama merkezimizi öyle değiştirebiliriz ki, görme, işitme, koklama, tat alma ve dokunma duyuları dünyanın dışında üçüncü boyutlara ulaşır ve dördüncünün gerçekliği, dahası beşinci boyut bilinçaltında uyanır ve bu durum mantık ile bir nebze de olsa açıklanabilir. Üçüncü gözle görme, insan bilincinin azami yeteneklerinden biridir. Görmenin farklı kademeleri, farklı oluşumları görmemizi sağlar, düşük astral kademelerden daha yüksek ruhani boyutlara kadar algılarımız açılır. Kültürel karakterimizin en büyük zaafı olan mantıklı düşünme aşırı ölçüde dikkat gerektiğini ileri sürmektedir. Ancak bilinçsizliğe, gerçekte “algılama birimi”ne genellikle pek güvenilmez.Kolodiyal altın aktive eder ve uyum sağlar Dalgalanma güçlerinde bir denge sağlar, bunlar beze enerji merkezlerinin çalışmasını ve reaksiyonunu etkiler. Enerjiyi çok iyi yalıtabildiği için altın içsel enerjilerin akışını iyileştirir. Bu nedenle kolodiyal altın iç enerjinin artışında kullanılan bir katalizör olmayıp, aynı zamanda enerji akımlarını aktaran bir unsur!..

Basel Üniversitesi fizik enstitüsü araştırmacıları ilk olarak 1999 yılında DNS ( YANİ DNA )-moleküllerinin yalıtkanlık özelliğini ölçebilmiş ve bu şekilde de ispatlayabilmişlerdir. Bu araştırmalarla DNS ( YANİ DNA )’nin yalıtkanlığının ve bununla birlikte bilgi aktarımının kolodiyal altın ile 10.000 kata kadar daha iyi olabileceğini göstermişlerdir! Bu son altı çizili cümlenin biz insanlar için anlamı gerçekten hayret vericidir! Bunun anlamı (Desoxyribu Nuclein Säure, bkz.: foto), tüm kalıtsal bilgilerin belirlendiği DNS ( YANİ DNA ), kolodiyal altın ile bağlantılı olarak 10.000 kat artırılmış yalıtkanlığı sağlayarak yenilenmektedir. Bozukluklar köprülenir, dengelenir ve arızalı vücut bölümleri temel “sağlıklı” konumlarına geri kazanılır.

Altın suyunu lütfen buzdolabında saklamayın. Altın suyunu güneş ışınlarına maruz bırakmayın, kapalı bir dolap içinde muhafaza edin. Vardığımız sonuç şu ki, kolodiyal altın ve gümüş alımı tehlikeli değildir. DNS ( YANİ DNA )’nin farklı bireysel yalıtım kabiliyeti olmadığından ve sadece DNS ( YANİ DNA )’nin sahip olduğu “tek” yalıtım özelliği olduğundan, dozaj belirlenirken, genel olarak tek tipte kullanım önerilebilir. Altın suyunun da değersiz maden üzerinde 40 saniyeden fazla bulunmaması gerektiği için mutlaka plastik bir tatlı kaşığı kullanın! DAHA AZ, DAHA ÇOKTUR – bunedenle lütfen kaşığı taşacak kadar doldurmayın, sadece tatlı kaşığının ½ mm altında kalacak şekilde dökün. Dökülen
her damlaya yazık olacaktır! Eğer 65 gün yetiyorsa, sorun da yoktur! 200 ml bir şişe genel olarak tam 60 gün yetmelidir. 

Kullanım şekli: Her gün bir tatlı kaşığı altın suyu 2 ppm, azami 60 gün süreyle, yani 2 ay... Sonra 120 gün kadar, uzunca bir ara verilir, yani 4 ay... Sonra tekrar her gün bir tatlı kaşığı altın suyu 2 ppm, azami 60 gün süreyle... Sonra yeniden 120 gün süreyle ara verilir... Kolodiyal altın hangi sorunlarda veya şikâyetlerde kullanılabilir?

Araştırmacılar tarafından ispatlanan ve yukarıda da açıklanan iki etkisinin yanında, “resmi“ olarak başka bilgi bulunmamaktadır. Ancak kolodiyal altın, DNS ( YANİ DNA )’nin ispatlanan
geniş kapsamlı iletkenlik artışı nedeniyle, DNS ( YANİ DNA ) içindeki bozuklukları dahi giderebilecek, yenileyebilecek yetkinlik düzeyindedir. Bu sayede düzeltilebilir olmayan “bedensel
arızalar”ın dengeli olarak azaltıldığı ve hatta ilgili unsurların yenilenebildiği görülmüştür –Burada arızanın türü bireysel olarak değişkenlik gösterdiği için, DNS ( YANİ DNA )’nin de etki süresi farklı sonuçlar vermiştir. “Bedensel arızalar”ın kaynağı “hatalı veya kusurlu bilgi aktarımı”ndan kaynaklanıyorsa, “DNS ( YANİ DNA )’nin iletkenliğinin arızası”ndan bahsetmek mümkün müdür? Bu bilgiler, “DNS ( YANİ DNA )’nin yenilenme süresi“ sonunda tekrar sorunsuz ve aksamadan ilgili vücut bölgelerine akabiliyorsa – bu durumda TELOMER de DNS ( YANİ DNA )’nin bağımsız parçaları, yaşlanma süreci içinde “yaşlılık arızaları”nın giderilmesinde kullanılabilir. Bu şartlar altında işlevini yerine getiren DNS ( YANİ DNA ), Tüm Bedensel Arızalara karşı yeniden üretme ve bölmeyoluyla organizmayı harekete geçirebilir ve bu hücrelerin canlanması sağlanır. Parantez içinde DNS ( YANİ DNA ) yenilenme süreleri aylık olarak verilmiştir,
yani buna göre en erken “bedensel arızanın yenilenme süresi“ hesaplanabilir. 3 aylık mola süreleri burada her zaman uygulanmalıdır! Ancak ben hiçbir şekilde araştırma
sonuçlarının ve hekim bilgilerinin dışına çıkmıyorum, tanıyı koyuyorum ve iyileşmesiyle ilgili de hiçbir şekilde söz vermiyorum. Kendimiz bu kolodiyal altın suyunu denersek
eğer, gelecek bize nelerin mümkün olacağını gösterecektir. Kolodiyal altın suyunun alınması, yani doğru dozaj her zaman kişisin kendi sorumluluğundadır.






DENEK İLE GÖRÜŞME


--------------------------------------------------------------------------------

Asağıdaki yazı monoatomik elementler alanında anahtar oyunculardan biri ile yapılan görüşmeden kaydedilmiştir. Görüşme 27 Temmuz 1996 tarihinde gerçekleşti. Görüşmede öncelikli olarak kimliğin mümkün olduğunca gizli kalmasına çalışıldı.

Binga.


--------------------------------------------------------------------------------

B: Geçmişte monoatomikler aldığınızı biliyorum, hangi ürünleri aldınız?

U: İridyum ve Rodyum karışımı.

B: Ne zaman?

U: Yaklaşık iki yıl önce.

B: Ne kadar?

U: Günde 250 mg ile başladım ve o zamanlar 2500 mg'a kadar 42 günlük oruç ile bitirdim. Toplam beş veya altı gün boyunca yaklaşık 2500 mg aldım ve üç ya da dört gün yalnızca 250 mg aldım.

B: Sonra 1000 mg'a mı yükseldi?

U: Sabırlı değilim, çok hızlı arttırdım. Maddeyi sekiz gün oruç ile aldım. Hem öncesinde hem de alırken çok miktarda arınma yaptım (oruç). Oruç esnasında tüm ince detayları gözledik, kan şekeri, kan basıncı, ağırlık, sıcaklık... ölçebileceğimiz herşeyi.

B: Yani sekiz gündür oruç tutuyordun. Sekizinci gün 250 mg ile başladın. Hala alıyor musun?

U: Maddeyi hala alıyorum ama o miktarlarda değil. Anlamanız gerek, bu madde havuçlarda var. Her tür besin maddesinde bulunuyor.

B: Evet, üzüm suyu, yaban mersini, kaygan karaağaç kabuğu... şu an izole edilmiş bir madde alıyor musun?

U: Arada sırada. Ama 2500 mg'lık dozlar değil.

B: Neden birinci sıradaydın?

U: Bulmak istediğimiz birçok şey vardı ve bunu yapacak başka yol yoktu. Size şimdi söylüyorum: ölüp ölmeyeceğimi bilmiyorduk.

B: Ama istekliydin.

U: Bunun gibi şeyler hakkında korkum yok. Gerçekten korkmuyorum.

B: Bu maddeyi yemek ne tür etkiler gösteriyor.

U: Başladıktan sonra pek sürmedi, ses başladı. "Sesin dışındaki ses". Bu gerçekten nelerin olabileceğini gösteren anahtar. Birçok insan bunu duyuyor ve kulaklarının çınladığını zannediyor. Eğer dikkatliyseniz, bunun kulaklarinizda olmadığını farkedeceksiniz. Devam ettikçe, kafanızın üzerine ve tam başınızın tacinin üzerine hareket ettiğini farkedeceksiniz. Bu bir sesten fazlası, bu bir oluş haline geliyor... Gerçekten öyle. Ve çalişabileceğiniz birşeylere sahip olduğunuz zaman. Dahası, bununla uğraşmak zorunda olan insanların büyük çoğunluğu bir ipucuna sahip değil. Eger biraz Taoist simya okumus olsaydılar ... eğer birşey okumuş ve herşeyi kendilerinden uzak tutmak yerine kendilerine uygulamış olsaydılar... bu olay ile başlattıkları diyaloğun onlara sonraki adımların anahtarlarını verdiğini bilirlerdi. Gerçekten başlayan bir alışveriş var. Benim deneyimimi diğerlerininkinden o kadar farklı yapan da bu.

B: Yani bunun için hazırdın.

U: Ne yapacağımı biliyordum. Ama çok, çok az bilen insan var. Bu içeride oluyor. Aktif bir işleyiş. Gidip orada oturup bunu içinize alıp aniden o harika şeyleri orada bulmayacaksınız. Bu şekilde olamaz. Çevrimin sisteminizde kurulma şekli bu değil. Şakralarınız ve farkındalığınız bu şekilde kurulmuyor. Hiçbirşey bu şekilde kurulmaz. Ve bunun dışında birşey beklemek mutlak aptallıktır.

B: Tüm deneyimlediğin bu mu?

U: Hayır, ama bu kendi içinde iki günlük bir konuşma. Sorularınızın tamamına gelmek istiyorsanız... Bir elektrik alevinin içinde durduğum bir noktaya geldi. Size normal herşeyden farklı olan gerçekleşen bir milyon şey söyleyebilirdim, ama onlarla uğraşırken gelişen bir şekilde gerçekleştiler.

B: Onu yemeden önce psişik miydin?

U: Evet, sanırım. Ama sonrasında olan şey gerçekten farklı. Hayatımı pek hoş yapmayan bir şekilde herşeyi değiştirdi. Bazı insanlarla konuşacakken, benim etrafta olmamı imkansızlaştırdığını söyleyecekler.. Dünyada yalan söylemek için bir yol yok. Bu eğlenceli değil. Birçok insan bundan hoşlanacak. Acısız üzüntüsüz değil. Kolay değil. Ancak paylaşabileceğiniz bundan anlayan biri varsa.. çok yalnız olacaksınız. Bu maddeler ve onlarla nasıl uğraşıldığı hakkında tarihi olarak zengin, güzel bir gelenek var. Yalnızca şimdi sebebini anlıyorum.

B: Herhangi bir ters etki?

U: Hayatım pek "Tanrı Bilir" değil.

B: Sürekli belirtiler var mı?

U: Kesinlikle evet.

B: Ayrıntılar?

U: Psişik, fiziksel, duygusal.

B: Daha psişik oldun mu?

U: Evet, oh tanrım evet. Küçük şeyler her zaman. Daha fazla uğraşmak istemeyeceğiniz noktaya geldi. Birisinin sana daha sormadan cevap vermek gibi... insanları korkutuyor. Bu otuz defa veya daha fazla olduğunda sadece bir tesadüf olmadığını farkediyorlar.

B: Deneyimlediklerinin diğerlerinin deneyimleyeceklerinin bir benzeri olduğunu düşünüyor musun?

U: Hayır, benim deneyimlerimin anlamlı bir miktar alan başkalarının deneyimleri ile benzer olduğunu düşünmüyorum. Size şimdi söylüyorum, yaptıklarımı yapan tek kişi benim. 12-20 gün sonra marangozluktan gelen tüm o bilgeler oruçlarını bile tutmadılar. Köşeleri kesmeye başladılar ve sonra "Bana olmadı" dediler.

B: Daha önce kundalini deneyimlerin olmuş muydu?

U: Evet, birkaç olay oldu.

B: Bu deneyimleri kendi iradenle mi yaşıyordun?

U: Hmm, şu şekilde: Ne bekleneceğini biliyordum. Olmaya başladığında beni korkutmadı. Astral bir rüyada uyanmak gibi, ilk birkaç sefer kendini korkutarak uyanırsın. Bundan sonra dersin ki "Bir dakika, hiçbir şey yapma, sanırım sonunda tetiği çektik" ve sonra sürüklenirsin. Bu yıllarca, yıllarca ve yıllarca çalıştığım birşey. O kadar içine girdim ki sonunda yapmayı bıraktım. İstediğimde birkaç dakikada yapabileceğim bir yere geldi.

B: Vücut dışı deneyimler?

U: Evet, kendimi tam şuraya koyabilirim.

B: Ne zamandır ruhsal yoldasın? Sekiz yaşından beri mi?

U: Tüm yaşamım bununla iç içe. Sağlam bir şekilde dünyada olmak, makul, mantıklı ve yaygın hislerden vazgeçmemek bu işte çok önemli. Buna bir ön gereksinim diyeceğiz.

B: Burada yatan mekanizma hakkında ne düşünüyorsun? Kimyasal bir reaksiyon mu?

U: Vücudunuzdaki herşey, eninde sonunda kabul edeceğiz, kimyasaldır ama sinir sisteminizdeki birleşimlerin tümü bu maddelerden oluşur. Sanırım "Süperiletken tünelleme ve biyolojik sistemler" yazısını gördünüz. Herşeyi bu madde ile aşırı yüklemeye başladığınızda, gerçek potansiyelinize erişmeye başlarsınız. Olan tek şey bu. Bunu yapmanın gerçek hilesi mükemmel şekilde değiştirilmiş monoatomik altın ile ilgilidir. Bunun üzerine sonsuza dek devam edebiliriz....

B: Daha çok işimiz var. Monoatomik altın alan biri var mı?

U: Evet.

B: Kim? Sen mi?

U: Evet.

B: Ne kadar zamandır aldın?

U: Çok az. Çok uzun zaman değil.

B: Neden bıraktın?

U: Etrafta çok az var.

B: Daha fazla alır mıydın?

U: Tabi ki alırdım. Şimdi söylüyorum. Monoatomik altın "Haberci" nin tipik bir örneğidir.

B: Yani bulabildiğin kadar fazla alır mıydın?

U: Bu bir ne miktarda meselesi değil, bu bir doğru hazırlama meselesi. Doğru hazırlandığında çok az sürüyor.

B: İnsanlar için tam bir altın diyetinin ne olacağını düşünüyorsun?

U: Tüm bir diyet tek uygulama olur.

B: 500 mg gibi mi?

U: Hayır. Buna yakın olacağından şüpheleniyorum. 500 mg, bunu bir masaya döktüğünüzde pek fazla değildir. Ama burada hacimden bahsetmiyoruz. Hacim hiçbirşeydir. Masaya bıraktığınız hoşlanacağınız bir şölen yapılacak büyük bir miktardır.

B: Şu anda tüm bunlarda ne gibi bir rolün var?

U: Benim rolüm bana ait. Gerçekten hiçbir şeyle bağlantılı değil. Ama benim için kişisel olarak, insanların bu bilgelik vücuduna simya bilgileri ile tarihi olarak edindiklerinden daha kolay erişmelerini sağlayacak yeterli tutarlı bilgiyi bir araya getirmek önemli. Simya metinlerinin yazım şekillerine çok kızardım, çünkü büyük miktarda yanlış yola sevk ediyorlar. Bazıları kötü. Bazıları eksik bilgi.

B: Amaca göre.

U: Bunun için gerçekten iyi bir sebep vardı, ama şimdi o sebebin sonlanma zamanı. Bununla gelen birçok tehlike var ve tehlike okült uygulamalardan gelen birşey değil. Bahsettiğim şey, örneğin: kurşunu altına çevirebildiğinizi söyleyin. Dünyanın para sistemleri bu sistem üzerine kuruludır ve tüm "var olan güçler" anlaşma yapmaktan oldukça mutlu olacaklardır. Gösterecek bir joker kartınız varsa birçok sebepten tehlikeli bir hale gelebilir.

B: Bu madde için yapılan tüm felsefi iddialardan haberdarız, bu iddiaların gerçekleşebileceğini düşünüyor musun?

U: Kesinlikle.

B: İnsanlar gerçekten biyolojik olarak yer değiştirebilecekler mi?

U: Kesinlikle.

B: Sadece gitmek isteğin yeri düşüneceksin ve orada olacaksın.

U: Kesinlikle.

B: Ve fiziksel bedenini de götüreceksin.

U: Kesinlikle. Kesinlikle.

B: Saf fiziksel bedenden farklı birşey mi? Sahip olduğumuzun bir tür daha az yoğun versiyonu?

U: Dinle, o fiziksel. O kadar fiziksel ki yiyebilirsin, sex yapabilirsin, kanayabilirsin.

B: Bu deneyimin sesi mi?

U: Hayır. Ama size söylüyorum kesinlikle fiziksel. Mecazi değil. Sembolik değil. Onlar Tinkerbell ve Disney'den fazla birşey değil.

B: Kendimizi yaşanılmaz bir ortama ışınlayıp ölebilir miyiz?

U: Hayır yapamazsınız.

B: Ama fiziksel.

U: Bu şekilde olması beklenen burada fiziksel.

B: Yani ışınlandığın yerde ne uygunsa ona mı dönüşüyorsun?

U: Evet, tabi ki. Baloda boya elbiseleri ile şov yapmaktan nefret ederdiniz. Ama şu an kullandığınız mantık açısından, bu mantığı sadece nasıl olabileceği şeklinede uygulayabilirsiniz. Gerçekleştiğinde, zaten kendinizi oraya taşımışsınızdır. Değişim aynı anda gerçekleşir.

B: Ama hala bu üç boyutlu realitenin ve önceki hayatının anılarına sahipsin. San hala sen misin?

U: Sadece bir anı değil. Hangisinin en etkileyici mucize olduğunu düşünürsünüz: birisini hayata geri döndürmem mi yoksa suyu şaraba çevirmem mi. Gerçek: ikisi de aynıdır. Birini yapabiliyorsan, diğerleri mümkündür.

B: Yalnızca atomları etrafta hareket ettirmek.

U: Budan bile daha basit. Dönüyorsunuz, tam olarak doksan derece dönüyorsunuz. Köşenin sağında başka bir realite var. Ve sağ dediğimde, doksan dereceyi kastediyorum. Fiziksel olarak köşenin sağında.

B: Bu yalnızca perspektifte veya algıda bir değişim değil mi?

U: Hayır, orada tamamen yeni birşey var, güzel ve o kadar "başka" (diğer) ki buradan hayal etmek neredeyse imkansız. Ama her iki yöne de gidebilirsiniz. Birini yapmaya yeteneğiniz varsa diğerini de yapabilirsiniz. Dediğim gibi, suyu şaraba çevirmek kurşunu altına çevirmekten farksız.

B: Veya gökyüzünü yeşile çevirmek.

U: Doğru, bu şekilde hile yapmayı öğrendiğinizde istediğiniz yoldan yapabilirsiniz.

B: Teknolojik iddialardan ne haber? Yakıt pili uygulamaları gibi..

U: Oh evet, bu tamamen yayıldı. Bu gerçek, gerçek, gerçek.

B: Tıbbi iddialar?

U: Kesinlikle. Tüm teknolojik ve biyolojik olasılıklar inanılmaz gerçeklikte olasılıklardır.

B: Söz edilmemiş başka kullanımlar görüyor musun?

U: Binlerce. Katalizörler ile ilgili herşey.

B: Sonunda ızgaradan kurtulacak mıyız? Özgür olacak mıyız?

U: Belki, ve bunu yapacak, çok, çok, çok, yüzlerce, binlerce olacaktır. Ama beş milyar veya altı milyardan bahsediyorsanız, bunların çoğu yok olacaklar.Ama bu sorun değil. Olduğumuz yere gelmemiz bu kadar çok aldı.

B: Yani 144 000'den bahsediyoruz.

U: Bu tür bir şekile saptırmayın. Burada yalnızca bir mantıksal bir sorun var. Bunu sadece kalabalığın eline tutuşturamazsınız, çok daha fazlası var. Ama söyleyeyim ki, anlattığım şey ile gelen fark etme yetenekleri çok büyük.

B: Peki bu "şey" den bahsederken Rodyum, İridyum ve Altını mı kastediyorsun? Hepsini mi kastediyorsun?

U: Hayır.

B: Sadece altını kastediyorsun.

U: Evet, bahsettiğim şey bu.

B: Peki bunun kalanı? Felsefi olanı yapan yalnızca altın mı?

U: Hayır, diğerleri de birçok şey yapıyor ama ben birçok insanın hayal etme yeteneğinin bile üzerinde olanı anlatıyorum.

B: Daha önce birçok insanın bu maddeyi yemekten ölebileceğini düşündüğünü söylemiştin.

U: Duygusak şoku bir çok insanı öldürmeye yetecektir. Bak, beyninin 3/4'ü ölü olan birini alsan ve bunu ona pompalamaya başlasan bir süre sonra onu duygusal seviyede etkilemeye başlarsın.

B: Çalışacağına inanmaları gerekiyor mu?

U: Hayır, bu bir inanç gerektirmiyor. Bunlar fiziksel maddeler, mecazi değiller.

B: Ölmemek ya da ters etkilere karşı koymak açısından kendini hazırlamak için ne yapabilirsin?

U: Kapalı bir odada oturup kendinizi herhangi tip bir huzursuzluğa hazırlayamazsınız. Karışıklığa direnme gücünüz, tekne gezintisi yapmak, fırtınada dolaşmak, öğretilmek, kibar olmak, sevmek, zalim olmak, tüm bunları olmaktır.

B: Gerçek olmak?

U: Evet, onlar seni bunun için hazırlayan şeyler. Herşeyin sevgi, güzellik ve New Age düşünmek bunu yapmaz. 

B: Ne tip ters etkiler beklersiniz?

U: Kanserli birisinin böylesine acayip birşeyin kendisi üzerinde bir etki yapabileceğine inanmaması kadar basit olabilir, sevdiği birinin isteği üzerine bunu alır ve kendini mucizevi bir şekilde tedevi edilmiş bulur. Şimdi bu birisi için dev bir duygusal şok olabilir. Eğer bunun üzerinde birkaç dakika gerçekten düşünürseniz, insanların inanç sistemleri dünyadaki en iyi hapishane gibi davranırlar.

B: Ben daha çok fizyolojik açıdan konuşuyordum.

U: Hayır, hayır sanmıyorum. Tüm vücudunuz canlı olduğunuz şeklinde davranabilmek için buna bağlıdır.

B: Herkesin monoatomikleri yemesi gerektiğini düşünüyor musunuz? Kim yapmalı veya yapmamalı ve neden?

U: Herkes monoatomikleri yer. Onlar sıradan günlük yiyeceklerde bulunuyorlar. Hayatın onlarsız devam edeceğini sanmıyorum.

B: Konsantre şekillerde.

B: Konsantre şekillerde, herkes için olduğunu sanmıyorum. Toplumun yüzdeleri cinsinden birçok insanın, ruhsal yolda yıllar harcamış birinin olacağı şekilde bununla uğraşmak zorunda bırakılacağını sanmıyorum.

B: Yani yalnızca bir yol üzerinde olan insanlar...

U: Ruhlarının çok derin parçasından buna bağlanmış insanlar.

B: Monoatomik olduğu söylenen birçok diğer madde bugün marketlerde ve gelecekte daha da fazlasını imal edecekler, neyin gerçek neyin sahte olduğunu nasıl söyleyebileceğiz?

U: Tüm maddelerin %99.9'u tamamıyla saçmalık. Orada monoatomik içeren bazı maddeler var, ama genelde bir çift havuçtan da o kadarını alabilirsiniz. Biliyorsunuz bundan bazı ahlaksız insanların yararlanmaya kalkması beni çok rahatsız ediyor.

B: Peki neyin gerçek olduğunu nasıl söyleyebiliriz?

U: İçinde civa ve kurşun olan maddeler satan insanlar var. Bunu biliyorlar, ve koydukları analizde bunu eklemiyorlar. Bizim yaptığımız analizlerde sizi temin ederim herhangi bir "White Gold" ürünü monoatomik altın içermiyor. Hatta bazıları kurşun ile zehirlenmiş, halka sundukları analizlerde eklememeyi seçtikleri bir gerçek. Şimdi bu ruhsal değil mi?

B: Evet, bu insanlar için en iyisini ve en kötüsünü getiriyor. O halde insanların maddenin güvenli, veya gerçek, ya da ne olduğunu söyleyecek bir yol yok.

U: Maddenin monoatomik olup olmadığını söylemenin tek yolu test etmek. Eğer bunu ödemeye istekliyseler. Yapılabilir, ama onaylanmış bir analiz $3500 - $4000 arası tutacaktır. Bunu yapabilen benim bildiğim tek bir laboratuvar var.

B: Aqua regia içine koyamaz mısınız ve eğer çözünmüyorsa ....?

U: Evet, bu hızlı ve güvensiz bir test. Ama tğm bileceğiniz onun monoatomik olduğudur. Ne olduğunu bilemezsiniz: Osmiyum, Rutenyum ... Ama orada monoatomik olmayan birşeylere de sahip olabilirsiniz, özellikle de kaynak saf metal standartında değilse.

B: Size göre monoatomik altın hangi amaçla kullanılmalıdır?

U: Bir amaç uğruna alan insanların çoğu gelişmiş bilinç için alıyorlar. Altının kendine has fiziksel özellikleri vardır. Teknolojik uygulamalar var ama bunlar henüz gerçekleştirilmedi. İşte burası bıçağın keskin kenarı, hissedebiliyor musunuz?

B: Bir yığın monoaromik Rutenyum ile ne yapardınız?

U: Bu elementler elektronikte oldukça sık istenirler.

B: Peki Paladyum?

U: Birçok katalizör uygulamalarında kullanılabilir.

B: Osmium?

U: Elektronik.

B: İridyum?

U: Her tip yüzey giydirme uygulamalarında. Kaplama. Çok güçlü aşınma direncinin beklendiği yerlerde. Herhangi bir katalizör uygulamasında. Aynısı Rodyum için de geçerli. Tabi ki bu ikisi için biyolojik uygulamalar bu noktada en iyi bilinenler.

B: Daha önce demiştiniz ki "Bunu yapmak için kimyacı olmanıza gerek yok", bununla ne kastediyorsunuz?

U: Ev ödevini yaptığı takdirde Dallas'taki her ev kadını bu maddeyi kendi mutfağında yapabilir.

B: Ama hala kimyasallar içeriyor... doğru mu?

U: Evet, öyle. Çok çalışma, çok zaman, birçok dikkatli gözlem.

B: Ağzını doğru kapatma, üzerine doğru şeyleri söyleme, ellerinizi üzerine koyma?

U: Hayır, bu fiziksel birşey. Gözlem önemli. Birçok şey olabilir. Yakın ilgi göstermeniz gerekiyor.

B: 20 yıl sürüyor mu?

U: Hayır, muhtemelen birkaç yılda yaparsınız. Ama yol boyunca vidalardan birini gevşetirseniz geri dönüp en baştan başlamanız gerekiyor. Bunun ne kadar sıkıcı bir iş olduğunu hayal edemezsiniz. Gerçekten bir sabır, azim ve gözlem alıştırması. Benim durumum, birisi bunun hakkında zırvalarsa, bunu hayatına katmalı. Kalpleri doğru yerde olduğunda yardım dolu zengin bir gelenek onlara gelecektir.

B: Bazı insanların çocukları, ödenecek faturaları, izleyecek operaları var. Bunu yapmaya zamanları yok.

U: Ve bu onlar için bir seçim. İnsanların sadece günlük olarak ekstra $100 000 veya $500 000 diyecekleri birşey değil. Konuştuğumuz şeyle ilgili ortaya konabilecek bir para yok.

B: Yapabileceğinizi düşünen çok insan var.

U: Bunlar bugün hala var olan Maya kargo sistemini incelemesi gereken aynı insanlar. Geçit töreninde bayrağı taşıma sırası size gelince para harcamazsınız. Bayrağı taşırsınız çünkü orada önemli olan tek şey bayrağı taşımaktır. İnsanlar Buddha'nın yanında bir sandalyeye oturmak için $500 verebileceklerini düşündüklerinde yanılıyorlar.

B: Monoatomiklerin dağıtımının ve sonraki kullanımın insan evrimi, toplum, teknoloji, para piyasaları, bilinç, gezegen, bilinen/bilinmeyen evren üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyorsun?

U: Bildiğimiz herşey değişecek... tüm seviyelerde.

B: Daha açık olabilir misiniz? Topluma ne olacağını düşünüyorsun?

U: İnsanlar onu almaya başladıklarında ve madde uygulanmaya başladığında dünya bir daha asla eskisi gibi olmayacak.

B: Nasıl bir manzara görüyorsunuz?

U: Biyolojiden güç üretimine, politik yapılara kadar herşey redikal olarak değişme potansiyelinde. Değindiğim çok şeykaynakların kontrolü etrafında merkezleşmiş yapılar ve örneklere dayalı.

B: Ve kavrayışlar.

U: Ve kavrayışar, ve tğm bunlar çok kolayca bu maddenin uygulamaları ile yer değiştirebilirler.

B: Bilinen ve bilinmeyen evrenin etkilerinin ne olacağı hakkında ne düşünüyorsunuz?

U: Yer değiştirecekler. Gelişme o kadar büyük olacak ki, tam bir gelişme olacak.

B: Hepsi bu işlem.

U: Evet, bu başarıya ulaşmış olma sorunu değil... Pahalı ve hiç bitmeyen bir işlem olan bu başarının hızı yüzünden farkında oluyoruz.

B: Şimdilerde, bazılarımız bunun farkında.

U: Bazıları öyle. Bu hareketteli bir denge. Avrupa Tarot destesindeki disklerin ikisindeki hareket gibi. Bir bisikletin hareketi gibi, ileri hareket dengeyi sağlar. Denge orada harekettedir. Birçok insan dengenin hareketsizlik ile olduğu fikrine sahiptir.

B: Temasta bulunduğum birçok insan bunu bir hedef olarak düşünüyor.

U: Bunun "Son" olduğuna dair birçok inanç var.

B: Başlangıçta yanlızca birkaç insanın kullandığını görüyor musun?

U: Yalnızca birkaç.

B: Sokakta para atılan makinalarda bulunacağı bir zaman öngörüyor musun?

U: Hayır. Eğer gezegenimizin şu an olduğumuz varlıkları yaratarak nasıl insanlarla dolduğunu incelerseniz, politik yapıların bunu daima çok seçkin bir fenomen yapmış olduklarını bulursunuz.

B: Ne tür bir zaman çerçevesine bakıyoruz?

U: Bu bana göre tamamen bir varsayım, ama ... büyük bölümü önümüzdeki beş yıl gibi bir zamanda araştırma safhasında kalacaktır. Bundan sonra, bir şekilde değerlendirmek için çabalar olabilir. Kişisel olarak tanıdığım, uygulamalar ve teknolojilerde yolda çok ilerlemiş başka insanlar var. Birisine para atıyorsunuz ve problem çok hızlı bir şekilde çözülüyor. Geçmişte olduğu gibi aynı proje üzerinde çalışan çok fazla insan var. Bu maddeyi yapmanın farklı yolları var.

B: Monoatomik altının farklı türleri olduğunu söylemiştiniz. Spin durumlarını mı kastettiniz?

U: Bu bir daha yüksek spin meselesi değil. Bir kez yüksek spin durumuna geçtiğinde, doğru olarak şarj ediliyordur. Bu anlaşılması çok zor işlemler içerir. Çok karışık. Yine güzellikten söz ediyoruz, ne kadar karmaşık olduğundan.

B: Doğanın doğru anlamındaki güzellik.

U: Bu maddelerde bir farklılık var. Hepsi, ayrı ayrı kendine has maddeler. Kendi özelliklerine sahipler. Farklı isimlerinin olmasının sebebi de bu. Hepsini aynı başlık altında monoatomik altın olarak toplamak hiç doğru değildir. Bunlar farklı maddeler.

B: İzole monoatomikler ve daha yüksek şarj edilmiş monoatomikleri birbirinden ayrı mı tutuyorsun?

U: Evet, evet öyle yapıyorum. İşin bu kısmı bildiğim kadarıyla tam olarak açıklanmadı.

B: Peki bu daha yüksek şarjlı maddelere için doğru terim nedir?

U: Ben ona Filozof Taşı diyorum. Sen Manna diyorsun. Birçok şekilde isimlendiriyorlar.

B: Ama gece ile gündüz kadar fark var... birini diğeri üzerine kullanmak.

U: Bu yetersiz bir ifade.

B: Aynı özellikler ve anlamları taşıyan başka maddelerden haberdar mısınız?

B: Hayır, bu o... gerçek olan.... tek olan.

B: Daha yüksek şarjlı monoatomikler?

U: Anlamanız gerekli: izole maddeler "Öncüler" dirler. Getirdikler çok zor olan öncülerdi. Çok zor. Ama bu doldurmanız gereken pil. Genetik kodumuzda bulunan yöneticileri çalıştırmak için şarj edilmesi gerekiyor. Bunlar programlanmıştır.

B: Bu maddeyi bilen ve elde etme potansiyeli olan bizler için ne gibi bir pratik öneriniz olabilir?

U: Ev ödevinizi yapın. Herhangi birinin kendi gerçeğini size kabullendirmesine izin vermeyin. Bırakın farklı gerçekleri ile var olsunlar ve kendi kararınızı verin. Cevapları aramaya devam edin... kendi cevaplarınızı. Bu genelde biraz yardım etmek gibi görünebilir ama çalışma gerektirdiğini unutmayın... fiziksel çalışma. Gerçekliği için okuduğunuz birşey değil. Bilecek kadar okudunuz, fiziksel birşeyler yapmanız gerekli. Tüm yaptığınız "Altın Peşinde" (In Pursuit of Gold) kitabını okumaksa orada çok çok ileri gitmek için yeterli bilgi var. Hiçbirşey yapmayan biri için bu ileriye doğru devasa bir adımdır.

B: SOSF üyeleri için özel bir öneriniz var mı?

U: Bu madde gerçek, ama birisi onu yeyip aniden bacadan uçmayı bekliyorsa gerçekten şaşkınlığa uğrayacak. Ama tıbbi performans açısından madde gerçek. Beklendiği şekilde çalışacaktır.

B: Teknolojik kısım? Bazı insanlar icatları ile para kazanmak istiyorlar.

U: Çok güzel yapabilirler. Ama bu madde için çok fazla başka kullanım alanları var.

B: Herşeyi baştan yapmaya kalksan farklı ne yapardın?

U: Kesinlikle hiçbirşey.

B: Hiçbir pişmanlık yok mu?

U: Tamamıyla yok.
---------------------------------------------------


----------------------------
DAVID HUDSON İLE GÖRÜŞME


--------------------------------------------------------------------------------

Aşağıdaki sorular White Gold Forum katılımcıları tarafından derlenmiş ve 31 Mayıs 1996'da Binga tarafından sorulmuştur.

Binga: Bunu teybe kaydetmek için iznim var bu doğru mu David?

David Hudson: Doğru.

Binga: İlk soru. Temmuz için planlanan Columbus, Ohio konferansınızdan başka gelecek için planladığınız bir sunum var mı?

David Hudson: Bunu nereden duydunuz?

Binga: Beni bilirsiniz, herşeyde parmağım vardır. 14 Temmuz Pazar günü çıkacaksınız değil mi?

David Hudson: Evet öyle, ama bunu herkese yaymaya çalışmıyorum. Orada gösteri yapacak bir fan klüp olsun istemiyorum. Kendilerine ne diyorlar ... psychotronics mi? Psychotronic'ler oraya gelmem için beni çağırdılar ve o zaman benim için uygun, Pazar günü orada konuşuyor olacağım. Ama zaten öğrenmiş olduklarınızdan çok farklı birşey olmayacak.

Binga: Gelecek için planladığınız başka konferanslar var mı?

David Hudson: Sadece bu.

Binga: Muhtemelen çok fazla posta alıyorsunuz. Mektupları okuyup cevaplamayı nasıl yürütüyorsunuz?

David Hudson: Herşeyi okurum. Hiçbirini cevaplamam. İnsanlar yazabilecekleri bir şeyi bildiğimden emin olmak istiyorlarsa, hepsini okuyorum. Kitap benzeri şeyler ya da yaptığım işle ilgisi olmayan şeyler hariç. Bir kitapsa, bir kenara koyarım ve zamanla ilgilenebilirim, ama şu an son derece meşgulüm.

Binga: Yani kimseyi cevaplamıyorsunuz ama hepsini okuyorsunuz.

David Hudson: Evet hepsini okuyorum. Onlara hepsini okuduğuma dair güvence veriyorum. Mektupsa tüm mektubu okurum, kimden geldiğini ve hepsini -- ama onlara yazılı cevap vermem. Belki onları arayabilirim. İster inanın ister inanmayın bu mektupların hepsini saklıyorum. Hepsi orada. Yaklaşık dokuz kutu mektubum var.

Binga: Sonraki soru Mısır Yükselme Ayini'ni içeriyor. Bunun altın veya iridyum olduğu konusunda karışıklıklar var.

David Hudson: Mısır Geçiş Ayini. Ne olduğundan kesinlikle emin değilim. Tüm bildiğim metinde yazanlar, ve altın olduğu yazıyor.

Binga: Bunu çıkardığınız metin sizde var mı?

David Hudson: "En Eski Ölüler Kitabı" nı okudunuz mu?

Binga: Evet on-line olarak bulunuyor.

David Hudson: Okudunuz mu?

Binga: Kelimesi kelimesine değil.

David Hudson: Okuyun.

Binga: Tamam. Orada var mı?

David Hudson: Evet.

Binga: Peki tüm bir işlemin neler içerdiğini biliyor musunuz? 30 gün boyunca 500 mg mı yoksa 9 ay boyunca 250 mg mı olduğu konusunda karışıklıklar var.

David Hudson: Aynen İbraniler gibi 40 günlük ayin uyguladılar. Görünüşe göre 40 günden daha fazla süre alınıyor. Ama asıl dönüşüm dokuz ay alıyor gibi görünüyor. Bu yüzden vücudunuza sperm almak gibi birşey. Tamamen gerçekleşmesi için dokuz ay gerekli.

Binga: Peki dozajı biliyor musunuz?

David Hudson: Biliyorsunuz, bu şu an üzerinde çalıştığımız şey. En azından 500 mg görünüyor.

Binga: Her gün mü?

David Hudson: Evet. 

Binga: Ve bunun öncesinde 40 günlük bir oruç vardı. Sonra 500 mg'a başladınız.

David Hudson: Doğru. İşimizin bir parçası vücudun mükemmelleştirilmesi -- ve size söyleyebilirim ki hücre kültürü çalışmalarımızdan bulduğumuza göre kanser dahil 500 mg'lık bir doz gerektiriyor.

Binga: Ve işlem en az 30 gün sürmeli, ve 9 aya kadar uzayabilir, doğru mu?

David Hudson: Bu doğru.

Binga: Tamam. Yani bu kişiye ve yapılanlara göre değişiyor.

David Hudson: Evet.

Binga: Tüm bir işlem için gereken yeterli ORME malzemeyi yapmak ne kadar altın gerektiği ile ilgili bir soru vardı.

David Hudson: Biz bunu altından yapmıyoruz. Bunu yalnızca beyaz tozun altından geldiğini göstermek için yapıyoruz. Ama bu çok pahalı ve zaman alıcı. Biz aslında altınımızı doğal cevherden çıkarıyoruz.

Binga: Maden artıkları mı?

David Hudson: Doğal metal rezervleri, artıklar değil. Hiç madenden çıkarılmadı.

Binga: Oh, yani bir maden damarından gibi mi?

David Hudson: Hayır. Volkanik bir değişiklik. Uçsuz bucaksız.

Binga: Bunun doğal olarak olduğu bazı insanların kendi kaynakları için iddia ettiklerine benziyor.

David Hudson: Doğru. Aynen doğal olarak görülen insanların iddia ettiği şey.

Binga: Oh, gerçekten mi! O zaman bu işlenen aynı şey.

David Hudson: Hayır -- biz kayalar ile başlıyoruz. Biz onların yapmaya çalıştıkları şeyi yapıyoruz.

Binga: Onlar anladığım kadarıyla sadece onu topraktan kazıp çıkarıyor ve şişelere koyuyorlar. Herhangi bir işlem yok.

David Hudson: Şimdi bu onların ne kadar aptal olduğunu gösterir. 5 milyon dolar harcayıp onları birbirinden nasıl ayrılacağını öğrenmeleri gerekiyor. Bunlar onların ISIS Beyaz Altın Tozu veya Etherium Altın dediği şeyler-- bunu yapıyorlar. Anladığım kadarıyla bunu aslında kuru bir göl yatağından alıyorlar. Kuru göl yatağından kepçe ile beyaz tozu alıyorlar.

Binga: Burada ileriki şeylere geliyoruz. Bunu geçeceğim. Bu konuya daha sonra geleceğiz. Bunun hakkında bazı sorularım var. Sonraki soru: Işık varlıklarla doğrudan iletişim veya "kanal" vasıtasıyla bir bilgi aldınız mı?

David Hudson: İddia edeceğim gibi biri yok. Hayır.

Binga: O zaman sonraki soru: eğer öyleyse izlenim neden uygun değil

Sonraki sorular Dallas konferansınızla ilgili, ben yalnızca alıntı yapacağım. Bu bir soruydu. Maddeyi şu an kendinizin kullanıp kullanmadığınızı bilmek istiyorum. Ve sizin cevabınız "Keşfeden ben olduğum için maddeyi ilk deneyen olmam gerektiğini düşündüm. Oruca başladım ama ne kadar alınacağını bilmiyorduk. Çok küçük dozlarda altın alıyordum. Karım, üçüncü gün civarı, onu aldığımın farkına vardı ve çok kızdı. Ah, karımla tanışmalısınız, çok özel bir bayandır, ama St. Germain'dan tüm o simya ile ilgili metinleri ve tüm o insanların saçlarının dökülmesini, dişlerinin dökülmesini, derilerinin dökülmesini okumuştu ve dedi ki, "Bu maddeyi benim iznim olmadan almayacaksın". Ve karımın sözünü dinleyerek maddeyi almayı bıraktım, o aslında orucu bırakmam için bana yedirdi. Ve, ah, o zamandan beri yüksek dozlarda alan 5 kişimiz var, biri Texas'ta. Onlar basitçe karısı ve çocuğu olmayan, daha önceki sözleri, vaadleri olmayan ve bu yüzden ondan korkmayan insanlar. Yani, ama, ben çok, çok küçük miktarlar haricinde almadım" 

Şu parçanın ayrıntısına girebilir misiniz "o zamandan beri şimdi beş kişiyiz, biri Texas'ta, yüksek miktarlarda alıyor." 

David Hudson: Bu o yılın erken dönemlerindeydi. Aslında yüksek miktarlarda alan dokuz kişi ile sona erdirdik.

Binga: Onlar iridyum mu, rodyum mu, yoksa altın mı alıyorlardı?

David Hudson: İridyum. Rodyum. Hiçkimse henüz altın almadı.

Binga: Portlant konferansından: "Karım dedi ki 'bunu artık kullanmayacaksın.' Ve karım yardımcımdır. Karımın izni olmadan onu kullanamam. Ama karım şimdi artirit için onu düşük miktarlarda kullanıyor ve sonuçlardan çok memnun, ve sanırım çok yakında "Pekala Dave, tamam, beraberce yapabiliriz" diyecektir. Sonra kullanacağım.

David Hudson: Karım hala kullanıyor, ister inanın ister inanmayın.

Binga: Ne alıyor?

David Hudson: Rodyum ve iridyum. Günde 100 mg. alıyor. Tırnakları belirgin şekilde daha hızlı uzuyor. Çok memnun çünkü güzel tırnaklara sahip olmayı sever. Ve kendini daha iyi hissediyor.

Binga: Nasıl alıyor?

David Hudson: Ağız yoluyla.

Binga: Dil altından mı alıyor?

David Hudson: Hayır. Sadece mide'de sindirim yoluyla-- sadece bir kapsül.

Binga: İzin vermeye yaklaştı mı?

David Hudson: Sanırım şu an yapmak istesem izin verecektir.

Binga: İridyuma kadar--- 

David Hudson: Anlamanız gereken şey, bu bir sorumluluktur. Biliyorsunuz, yüm yaşam tarzınızı değiştirmek zorundasınız. Yani, o değişecektir, isteseniz de istemeseniz de. Ve bu tesisi yapma sorumluluğunu üstlendim. Bu tesisi inşa ettirmek zorundayım. Başka kimse bunu yapamaz. Bu yüzden şu anda tüm dikkatim bu tesisin yapılması üzerinde. O inşa edildiğinde, çalışıyor olduğunda o zaman kullanacağım.

Binga: Burada altından söz ediyoruz değil mi? Yoksa rodyum ve iridyumdan mı bahsediyoruz?

David Hudson: Önce rodyum, iridyum alacağım. Sanırım vücudunuzu kalıcı hale getirmeden önce onu mükemmelleştirmelisiniz. Bence ayarlamanız gerekiyor. Tüm bu şeylere, melekleri görüp ruhlarla haberleşmeye alışmanız gerekiyor bence.

Binga: Evet. Bu bir gün yapmaya karar vereceğiniz bir şey değil.

David Hudson: Bence bu çok ağır bir karar. Bence bir insan bunu yapmadan önce gerçekten üzerinde düşünmeli.

Binga: Evet. Bunu daha da fazla buluyorum. Diğer maddeyi alma tercihiyle karşılaşınca bile. Diyelim ki dedikleri şekilde işledi -- şu anda burada olmam gerektiğini hissediyorum, %100 burada, çünkü yapacak işim var. Belki sonra, neler olduğuna bağlı olarak onu kullanacağım. Görelim. Hiçkimse altın almadı. Küçük miktarlarda aldığınızda, altın aldınız mı?

David Hudson: Evet öyleydi.

Binga: Bir etki oldu mu?

David Hudson: Bilmiyorum. Siz söyleyin.

Binga: Sizi bundan önce tanımıyordum. Psişik olabilirsiniz.

David Hudson: Bilgim varmış gibi geliyor. Nereden geldiğini bilmiyorum. Kabul ediyorum. Doğru gibi görünüyor, kesin gibi görünüyor ve bildiğim çok fazla şey var. Ama bunu hakkında konuşmaya başladığımda insanlar rahatsız oluyorlar. Bu tesisi yaptırmalıyım. Size söyleyebileceğim bu.

Binga: O üç günlük periyotta ne kadar alıyordunuz -- ölçtünüz mü?

David Hudson: Su içinde dağıtıyorduk. Ben altın içeren sudan bir sürahi aldım. Muhtemelen toplam 4 ya da 5 mg.

Binga: Ve bir gallonluk sürahinin içinde miydi?

David Hudson: Su, evet.

Binga: Bu güne kadar birisi tam iridyum/rodyum kursunu tamamladı mı?

David Hudson: Hayır. 

Binga: Tarihi belli mi?

David Hudson: Kursun ne olduğunu tam bilmiyorum.

Binga: Hmm, birisi dokuz ay aldı mı?

David Hudson: Geçen altı ay içinde hiç kimse almadı.

Binga: Belli ki farklı sebeplerle onu alan insanlar var.

David Hudson: Hayır.

Binga: Hiç kimse almıyor mu?

David Hudson: Şu an felsefi sebeplerle alan kimse yok.

Binga: Başka bir soruya geçiyoruz--Ocak mektubunuzda iki kişinin yeme amaçlı büyük miktarda beyaz toz aldığından bahsetmiştiniz.

David Hudson: Bu doğru. Ama altın değil.

Binga: İridyum/rodyum'dan bahsettiğimizi sanmıştım.

David Hudson: İridyum/rodyum -- hayır. Hiç kimse onu almıyor. Kendi kişisel sebeplerinden dolayı yüksek miktarlarda almış bazı insanlar var. Ama "Dave onu almam lazım, bana ver" diyemezler.

Binga: Sizin bilginize göre hiç kimse onu dokuz ay kullanmadı. Yalnızca altı ay oldu.

David Hudson: Biliyorsunuz herşeyden önce madde çok pahalı. Harcanan parayı sorarken ve öderken sıkılıyorum. Bu yüzden en iyisi tesis çalışır hale gelmesini beklemek, sonra çok ucuz ve bol miktarda bulunacak.

Binga: Bu soruyu sormamın nedeni bazı insanlar maddeyi kullanan kişiden ilk ağızdan bilgi almak istiyorlar.

David Hudson: Yaptığımız tüm tıbbi çalışmalar sanıyorum ihtiyaç duyacakları bilgiyi sağlayacaktır. Sonra yapmaları gereken bu konuya yavaş yavaş kendilerinin girmesidir.

Binga: Bu bilgiyi ne zaman sağlayabileceksiniz?

David Hudson: Onu paylaşıyorum. Sadece insanların adlarını vermiyorum. Bu sonraki haber daha çok özel bilgi bulunduracak. Aslında testleri yapan ve bazısonuçlar alan şirketlerin isimlerini içerecek. Ayrıca bazı tablolar da olacak -- Onlar kanser kadar sağlıklı dokular üzerinde de çalışmalar yapıyorlar. Sağlıklı doku üzerinde bir yan etki olmadığı gibi veriler buluyorlar.

Binga: Uygulanan miktarları verecek misiniz?

David Hudson: Bunlar hücre kültürü çalışmaları. Ve biliyorsunuz bu kulağa bilim gibi geliyor, ama aslında olan şey bu. Bunlar yaşayan hücreler -- vücuttan alınıyorlar ve bu hücre kültürlerinde yetiştiriliyorlar.

Binga: Bu bilgiyi bekliyoruz ve bu büyük birşey.

David Hudson: Bu çok önemli bir bilgi.

Binga: Kesinlikle. Çünkü neler döndüğü hakkında tüm elde ettiklerimiz üçüncü ve dördüncü ağız bilgiler ve bunun hakkında birşey söylemek ve neyin yanlış, neyin doğru olduğunu bilmek mümkün değil.

David Hudson: Bunun hakkında biraz tutucu olsaydım -- biliyorsunuz bunun hakkında muhafazakar olmanız gerekiyor.

Binga: Madem öyle değilsiniz ayrıntılara gireceğiz ve insanlar "evet, peki bu nedir' ve "amaçsız çalışmalar nasıl gidiyor', 'ne iş' diyecekler. Biliyorsunuz, bu kendinize kanıtlamanız gereken birşey değil, ama insanlar bilimsel yöntem kullanılarak doğrulanmış şeyler istiyorlar. Çoğunun düşündüğü bu.

David Hudson: Haklısınız. Tüm bunlara sahip olduğuma emin olacağım.

Binga: Günlük olarak uğraştığım şey de bu.

David Hudson: Bunu benden alamazlarsa kafanızın üzerine vuracaklar.

Binga: Hmm, hayır. Bilmediklerimi onlara söyleyemem. Bu büyük kurallardan biri. Önce birinci el veya deneysel bilgileri olayan şeyler hakkında konuşamayacağımızı biliyorsunuz-- çünkü söylentiler böyle çıkar ve yanlış bilgiler böyle sürdürülür ve ben kısaca bunu bir parçası olmayacağım.

Dallas konferansında Arizonalı bir adamdan bahsettiniz--kuzey Phoenix'de yaşamış ve çok rahatsız olmuştu.

David Hudson: Orada Florida'da yaptığım kasetleri dinlediyseniz bunu baştan sona değerlendiriyorum. One ne olduğunu.

Binga: Oradaydım.

David Hudson: Teybi tekrar dinleyin.

Binga: Tamam, burada bir not var, Tampa.

Bu maddeyi alan insanlarla konuşma şansımız olacak mı?

David Hudson: Araştırmayı yapan insanların isimlerini size vereceğim. Benimle bunu alan insanlar -- bu kanun dışı. Yani biliyorsunuz bu konudaki özel bilgileri verirsem gerçekten kendimi suçlu çıkarırım. Ama NIH auspices altında tekrarlanan çalışmaları ve hücre kültürleri ile çalışan doktorlar, ve tümünü, raporları kendi ellerimle doldurunca onların isimlerini size vereceğim. Ve hiç kimse onları onaylamaları için alayamayacak, biliyorsunuz, "bunu gerçekten yaptınız mı", "gördüğünüz sonuç bu muydu"-- biliyorsunuz çünkü dökümanları kendim yazacağım. Raporlar elimde olduğu zaman bunu insanlara söyleyebilirim.

Binga: Rahatsız olmazsanız, sorular için bir e-mail adresi bırakıp bırakamayacaklarını sorabilir misiniz?

David Hudson: Bu insanların araştırmacı olduklarını biliyorsunuz. Cevap vermek onların işi değil, bu yüzden en iyisi herkesin onları araması yerine bir veya iki kişinin arayıp bilgiyi herkese sunmaları.

Binga: Ben bir telefon konuşması yapmak yerine e-mail cevpalamayı tercih ederim. Kişisel olarak izin vermedikleri sürece e-mail adresini postalamam, ama bunu yapmak niyetindeyseler onlara e-mail'i söyler ve istekli olup olmadıklarını görürsünüz.

David Hudson: Bunu hiç yapmadım. Hakkında birşey bilmiyorum.

Binga: Bilgisayarlar hakkında birşey bilmiyor musunuz, hoşlansanız da hoşlanmasanız da sizi buna bulaştıracağım.

David Hudson: Size bunu da vermem gerekiyor. ORME'lerin LLC'si için birkaç numara. Bölge kodu (602) 237-3119. Faks numarası: (602) 237-3099. Bu Science of the Spirit üyeliği için. Bu mektupları iki hafta içinde IOU'ları olan insanlara gönderiyorlar. Bu numaralara hafta içi 9-5 arası cevap verilir. Artık beni aramayacaklar.

Binga: Öyle mi?

David Hudson: Evet. Yalnızca tıbbi sorunları olan insanlarla konuşacağım. Bu teypleri dinlayan ve hala üyelik isteyen insanlar sizi şaşırtacak. Hala beni arıyorlar.

{Not: 21 Haziran'da 5000 SOSF üyeliğinden 800 tanesi hala boştu. Bu görüşme yapıldığında 152 IOU postası vardı ve 120 kişi de hala bekleme listesindeydi. Son ödeme tarihi 1 Temmuz'u belirten mektuplar postalandı ama SOSF günlük olarak çok miktarda posta alıyor. 1 Temmuz tarihinden sonra (varsa) hala boş kalan SOSF üyeliği sayısını söylemek çok zor}

Binga: Bu maddenin paketin bir uyarı koymayı düşünüyor musunuz?

David Hudson: Hayır.

Binga: Dikkat. Ağır iş makineleri kullanmayın. Özellikle Kundalini deyimleri yaşıyorsanız.

David Hudson: Üyelik başladığı zaman sanırım bu madde konusunda çok bilgimiz olacak. Ve hiçbir yan etki yok gibi görünüyor, yani bununla ne yapacakları tamamen kendilerine başlı. Onu nehire dökebilirler veya tek dozda yutabilirler, umursamıyorum. Ondan kurtulmak için midelerini pompalamaları gerekecek.

Binga: Ne zaman ondan kurtulmayı beklersiniz?

David Hudson: Hala gelecek yılın Mart ya da Nisan'ını bekliyorum. O zaman çalışır hale gelecek. Malzemeler önümüzdeki hafta gelmeye başlayacaklar. Bütün katlar boyandı, binalar hazır, asfalt döşendi, güvenlik çitleri ve güvenlik kapıları hazır. Elektrik araziye ait. Herşeyi çalıştırmak için ne kadar elektrik gerekirse getireceğiz.

Binga: Ölüm ışınlarından da kurtuldunuz mu?

David Hudson: Evet yaptım. Nasıl yapılacağını ve nasıl yapılmayacağını biliyorum.

Binga: Peki klinik çalışmalar nasıl gidiyor? Kültürler üzerinde hücre çalışmaları yaptıklarını söylediniz.

David Hudson: Evet. Çoğalttılar. NIH onu çoğalttı. Merck Endüstrileri çoğalttı. Rodyum klorid altındaki yer rodyumun mideye alındığında oluşturduğu haldedir. Rodyum klorid kanser hücrelerinin bulunduğu ortama koyulduğunda kanser hücrelerinin faaleiyerlerinin %60 azalmasına sebep olur. Ve bunun anlamı onların aslında kanser değil sağlıklı doku gibi davrandıklarıdır.

Binga: Yani onları normal davrandıkları bir seviyeye mi indiriyor?

David Hudson: Bu doğru. Ve bu hiçbir kanser araştırmacısı tarafından görülmedi. Biliyorsunuz onların aradığı kanser dokusunu öldürmek ve sağlıklı dokuya zarar vermemek. Bu hiçbir şeyi öldürmüyor. Sadece onu normal davranacağı kadar yavaşlatıyor. Sağlıklı doku üzerinde de hiçbir yan etkisi yok gibi görünüyor. Bununla çok ilgileniyorlar. Nasıl çalıştığıyla, çünkü sanki kimya içermiyormuş gibi.

Binga: Yani kanser hücreleri, hücreleri hızlandırıyor.

David Hudson: Evet. Onlar bir şekilde hızlandırılmış normal hücreler ve bu onu düzeltiyor gibi. Şimdi onlar hücre bölünürken DNA'da üretilen amino asitleri ölçüyorlar ve DNA seviyesinde neler döndüğünü saptıyorlar.

Basitçe anlamalısınız ki sağlıklı dokuları uzun bir zaman boyunca hücre kültürlerinde yetiştiremiyorlar. Kanser hücrelerini çok kolay yetiştirebiliyorlar. Bu yüzden yapmış oldukları şey sağlıklı hücreleri inceleyip onlara neyin etki ettiğini görmek. Ama uzun dönemli araştırmalar yapmıyorlar. Kanser üzerinde çalışıyorlar çünkü onu yetiştirebiliyorlar. Karaciğer kanseri ve göğüs kanseri üzerinde çalışıyorlar. Tüm farklı çeşit kanserler. Burada tüm bir liste var.. 

Binga: AIDS araştırması da yapıyorlar mı?

David Hudson: AIDS HIV araştırmasını New York'ta yapıyorlar.

Binga: Bu da hücre kültürleri üzerinde mi?

David Hudson: Hayır. HIV yalnızca insanlardır.

Binga: Raporlayacak birşeyleri var mı?

David Hudson: O yazıyı önümüzdeki hafta almalıyım ve sonraki haber mektubunda yayımlamayı düşünüyorum.

Binga: Bu ilginç bir mektup olacak.

David Hudson: Bunlar gittikçe artacak.

Binga: Grafikler, tablolar ve e-mail adresleri ile.

David Hudson: Şimdi gerçekten ukalalaşıyoruz. Bu sonuçları üretmeleri için yeterli insanımız oluyor, hepsini belgeliyoruz. Bunu yavaş yavaş ama emin olarak yayımlayacağım.

Binga: Peki onlara maddeyi siz mi sağlıyorsunuz yoksa kendileri mi yapıyorlar?

David Hudson: Evet. HIV hastalarına karşılıksız olarak ben veriyorum. Araştırmacılara karşılıksız olarak ben veriyorum.

Binga: Yani sadece sizin ürününüzü kullanıyorlar.

David Hudson: Bu doğru.

Binga: Kanser araştırmaları üzerine testler ne zamandır devam ediyor? Bir süre oldu.

David Hudson: Yaklaşık beş ay.

Binga: Bilgiyi kamuoyuna ne zaman sunacaklar?

David Hudson: Bunu önce yapan ve nasıl çözüme kavuşturulduğunu bulan özel araştırmacı çalışmayı tekrarlamaları için maddeyi üniversitelere ve kanser araştırma kliniklerine gönderdi ve şimdi onların bulduklarına da ait olan raporlar alıyor. Ve onun buldukları ile aynı şeyleri buluyorlar. Şimdi de ben belgelemeleri yapıyorum. Artık bu konuda konuşmaya başlayabilirim.

Binga: Bunu bir kere yapınca FDA gibi normal kanallara da gidecek misiniz?

David Hudson: Bu analiz edilebilir birşey değil bu yüzden normal kanallara gidemezsiniz. Ama tüm bilimsel veriye sahip olmanın bir zararı yok.

Binga: Hala bunun dini bir ayin olduğunu mu savunuyorsunuz?

David Hudson: Eğer ellerinizi koyup kanseri iyileştiriyorsanız ve her zaman bunu yapıyorsanız, doktorlar gelip o insanın kanser olduğunu onaylıyorlarsa ve siz ellerinizi koyduktan sonra kanser olmadığını onaylıyorlarsa bu bilim olmayabilir. Ama işe yaradığı bilimsel olarak onaylanmıştır.

Binga: Anahtar, nasıl çalıştığını söyleyememeleri. Nasıl olduğunu söyleyebilseydiler sonra FDA'ya gönderebilirlerdi.

David Hudson: Doğru. Nasıl işlediğini bilmiyorlar. Test ettikleri şeyin ne olduğunu bile bilmiyorlar. Anlamsız şeylerle de çalışmalar yapıyorlar, aynı hücre kültürlerini ORME olmaması dışında aynı ortamlar altında test ediyorlar, ve işe yaramıyor. Standart ticari rodyum tri-klorid ile test ediyorlar ve bunun çalıştığı gibi çalışmıyor.

Binga: Birisininz bu güçlerden etkileneceği konusunda endişe duymuyor musunuz?

David Hudson: Hayır. Hoş karşılıyorum. Önce bana istediklerinin ne olduğunu söylemeleri gerekiyor. Dikkatli olup çok fazla, çok hızlı açığa vurmamamı gerektiren bu. Ama bazı çok güçlü sonuçlar alıyoruz. Ve hoşlanın ya da hoşlanmayın bu gelecek, bana zarar verecek mi, makro miktarlarda kullandığım zaman fiziksel olarak ne olacak. Basitçe vücudu mükemmelleştiriyor, ve hiçbir yan etki yok gibi görünüyor. Onu şimdi kullanmak isteyen insanlar için bu gerçekten bir rahatlık olmalı. Fiziksel olarak neler olacak, sezgilerine ne olacak?

Binga: Bu yalnızca başlangıç.

David Hudson: Oh evet. Ve biliyorsunuz size fiziksel olarak bir hasar vermeyeceğini söyleyebilirim ama duygusal olarak, bu çok kısa sürede ağır bir şey olacak

Binga: Sys-platin tarafından DNA değişikliğine bazı referanslar vermiş miydiniz? Bunun için bir referansınız var mı?

David Hudson: Evet.

Binga: Bunları okumak isteyen tümör bağışıklığı üzerine çalışan bir abonemiz var.

David Hudson: Evet. Platin Metalleri İncelemesi'nin bir kopyasını almalı. Platin Metalleri Eleştirisi üç ayda bir Londra'da Johnson Matthey tarafından basılır.

Binga: Özel bir baskıya sahip misiniz?

David Hudson: Herbir baskı değerli elementlerin kanser tedavisinde kullanımı üzerine geniş bir bölüm içeriyor. Ona Platin Metalleri İncelemesi'nin son 5-6 yıllık baskılarını almasını söyleyin. İyi bir üniversiteye gidin ve orada yoksa kütüphanelerden ödünç alın.

Binga: DNA'nın gevşeyip tekrar birleşmesinde işleyen gerçek mekanizmayı biliyor musunuz?

David Hudson: Hayır, bilmiyoruz, ve öğrenmek istediğimiz şey bu, çünkü onlar hücrelerin orada olduğunu, rodyumun orada olduğunu ve gevşemenin gerçekleştiğini onaylıyorlar ve bunun nasıl gerçekleştiğini bilmek istiyorlar. Size bunun Ruh dediğimiz bir rezonans titreşimi ile olduğunu söyleyebilirim. Felsefi insanlar ona böyle diyorlar. Mekanizmanın ne olduğunu anladığımız zaman tüm felsefenin tam merkezinde yer alacak, bunu garanti ediyorum.

Binga: Sonraki sorum. "Işık beden" in varlığı üzerine somut bir kanıtınız var mı?

David Hudson: Dolaylı kanıtlarımız var. Onun sonuçlarını ve etkilerini görüyoruz. Onunlar neler olduğunu araştırıyoruz. Ama gerçekten görebileceğinizi veya ölcebileceğinizi zannetmiyorum çünkü iki yollu -- eşit ve zıt, ve ölçülemez. Süperiletkenlik ile aynı şey. Süperiletkenlik doğrudan ölçülemez.

Binga: Etkiler ölçülebilir.

David Hudson: Doğru. Dolaylı olarak tüm etkileri görebilirsiniz ama doğrudan bir ölçüm yoktur çünkü diferansiyel yoktur, bu yüzden hiçbir alet sapma yapmaz. Yani süperiletkenliği ölçmek ile aynı sorunu yaşıyoruz.

Binga: Peki doğrudan ölçmenin bir yolu olduğu hakkında kuram yürütebilir misiniz. Sadece elektro-magnetik kuvvetleri içermeyecek.

David Hudson: Bunun hakkında iyi olan şey bu beyaz tozu gerçekten yapabilirsiniz, onu bir amğul içine kapatır ve havanın temas etmeyeceği şekilde kapatılmış bu ampulü atmosfere çıkarırsınız. Ve tam olarak bir vücudun yanından geçerken ve aura'nıza girdiği zaman gerçekten havada yüzer. Yani şimdi bir aura dedektörümüz vardır. Şimdiye kadar hiçkimse aura ile etkileşen bir makina ile gelmemiştir. Artık bir aura dedektörümüz var.

Binga: Bu maddenin psi güçlendiricisi olarak kullanılabileceği üzerine bazı kuramlar vardı, bence bu aynı tür birşey. Dedektör gibi değil ama dedektör olabiliyor-- belki de zekice bir diyalog sınırlarını koruyamıyorumdur.

David Hudson: Yorum yapmam doğru olmaz. Bu konuda yeterince bilgim yok. Psi dedektörü siyatikli sinir gibi birşey mi?

Binga: Sanmıyorum. Benim anladığım kadarıyla psionik, sübtil enerji alanı çalışması ve sübtil enerjiyi saptayabilmektir.

David Hudson: Psikiyatri ve hücre biyolojisi arasında bir fark var. Hücre biyolojisinde kalmayı tercih ederim.

Binga: Belki hakkında bildiğiniz herşeyi daha önce söylediğiniz daha öncemli bir sürü sorumuz var, ama NIH birliğiniz üzerine şimdiki durumunuzu merak ediyorum.

David Hudson: NIH gelirleri Bastyr Üniversitesi'ne gidiyor ve onlara veriliyor. Bastyr Üniversitesi onlarla anlaşan doktorlara göz kulak oluyor ve doktorların gözetimi altındaki hastaları izliyor. Tüm yaptıkları bu. Birşeyi yönetmiyorlar. Sadece olanların kayıtlarını tutup belgeliyorlar.

Binga: Yani olanları bilmiyorlar..

David Hudson: Orada bulundum ve benim maddemi içerdiğini ve bu doktorun benimle çalıştığını biliyorlar. Bunun kaydedilmediğini biliyorlar.

Binga: Yani çalışan bir adamınız var, bu AIDS projesi mi?

David Hudson: Doğru. Çok fazla bilgi toplayacağız -- Önümüzdeki yıl en iyi çalışan şeyleri kullanacaklarını görün.

Binga: Şu anda genetik bir araştırma yürütüyor musunuz?

David Hudson: Evet. Kanser araştırmasındaki tüm adamlar öyle, onlar genetikçi. Bunu bulan ilk adam aslında DNA'yı parçalıyor ve onları istediği yerlere koyup tekrar bir araya getiriyor. O şimdi Avrupa'da konuşma yapıyor. Geçen hafta ve bu hafta orada marketlere sunulan genetik değişikliklerle işlenmiş malzemeler üzerine problemler ve bu DNA değişimlerinden kaynaklanan bizim DNA'mızda gerçekleşen potansiyel değişimler üzerine konuşuyor.

Binga: Konuşması bitti mi?

David Hudson: Kopenhag, Britain, Roma, her yerde konuşuyor.

Binga: Onun kim olduğunu ve nerede konuştuğunu söyleyebilir misiniz?

David Hudson: Hayır. Birkaç hafta önce kimliklerin açıklanmayacağına söz verdim. Tüm yapmaları gereken bu konuşmaların geçtiği konferansları bulmak. İki hafta önce Kanada'da konuştu. Bu hafta ve sonraki hafta ... Çarşamba'ya kadar devam edecek.

Binga: Ne üzerine konuşuyor, tekrarlar mısınız?

David Hudson: Orada genetik olarak işlenmiş malzemelerin yiyecek maddeleri içinde kullanımı üzerine oturumlar yapıyorlar. Yaygın market tazgahları üzerine oturumlar. İzin vermek, lisanslamak ve markete koymak. Halka bunlar anlatılmalı mı yoksa kendi haline mi bırakılmalı. O söylüyor ve inanıyor ki halk bunun genetik olarak işlenmiş malzeme olduğundan haberdar edilmilidir. İsteyip istemediklerine karar verebilmelerini sağlamalısınız. Ama onlara bunun binlerce yıldır yedikleri şey ile aynı olduğunu düşündürmeyin, çünkü değildir. Tabi ki insanlar, Monsanto, ve onun gibi bunu imal edenler halkın birşeyler bilmesini istemiyorlar. Eğer markete koyulursa hiç şansınız kalmayacak. Bunu almak zorunda olacaksınız.

Binga: Yani o kanser araştırmalarını yapan aynı adam mı? 

David Hudson: İlk kanser araştırmasını yapan odur, evet. O çok seçkin, çok açık konuşan ve o toplumda saygı gören birisidir. NIH ile çalışırdı. Herkes onu tanır. İnsanlar bu ipuçlarını yan yana getirerek onun kim olduğunu çıkarabilirler.

Binga: Sonraki iki soru spekülasyon yaratmak için: Birkaçımız ORME'lerin belki birşey yapıp yapmadığını merak ediyor, ama daha doğrusu sizden gelen bilgiye göre bizi besleyen fiziksel olmayan varlıklar var, ve beyaz altın tozu tüketmek onların zihni yönetmelerini sağlıyor ve kullanıcılarda ORME'lere atfedilen semptomlara yol açıyor. Bu onların kendi gündemlerine göre iyi veya kötü olabilir. Bunlar "şakraların varlığı" ve "Kundalini akışı" için de söylenebilirdi. Belki onlar gezegendeki en bilimsel zihinleri aldatıp bu etkileri ORME'lerin yarattığını düşünmelerini sağlamak için bilimsel ve felsefi bilgi kullanıyorlardır.

David Hudson: Belli ki bu kişi Science of Spirit Derneği'nin bir üyesi değil, ve bunu kendi kendilerine kabul edebilmelerine kadar bir üye olmamaları için onları kuvvetle destekliyorum.

Binga: Eğer ORME'ler 40 yıl çölde dolaşmaları sırasında İsrail Oğulları'nın manna'sı olduysa, neden etkilerinden hiçbirini göstermedi? Tarih gösteriyor ki birçok yıl boyunca manna kullanmalarına rağmen negatif özelliklere sahip oldular. Bunu nasıl açıklarsınız? Dallas Konferansından da referanslarım var, diyor ki, başka sözcüklerle açıklayacağım, "Onu yediğinizde yeni bir isme sahip olacaksiniz, ve farklı bir insan olacaksınız. Ruh ile dolduğunuzdai chrism ile dolduğunuzda, daha önceki aynı insan olmazsınız".

David Hudson: Doğru. İbranilerin söylendiğine göre Tanri ile görüştüğü zamanlarda ben orada değildim.

Binga: Değil miydiniz?

David Hudson: Hayır değildim. Ama inanıyorum ki Musa'nın hikayesini dikkatle okuduğunuz zaman aslında iki kitabın olduğunu bulacaksınız. Bir tanesi Sina zamanında Tanrı'nın onların arasında yaşadığı zamandan. Ve başka bir kitap daha var. Exodus hikayesini dikkatlice çalışırsanız orada aslında iki metin vardır, tamamen ayrı iki yazar tarafından yazılmıştır. Bilmiyorum ve Musa'nın gerçekten var olup olmadığını söyleyemem, tamam mı? Bunu söyleyemem. Gerçekten var olup olmadığını bilmiyorum.

Onun sembolize ettiğine inanıyorum. Ve Exodus Tanrı'nın insanlar arasında yaşadığı bir zamanı sembolize etti. Bence Sina'dan sonra, Tanrı'nın insanlardan geri çekildiği bir zamanı sembolize etti. Bence bu okuduğunuz tüm eski metinlerde var. Tümü Tanrı'nın burada bizim aramızda yaşadığı ve Tanrılar'ı bildiğimiz bir zamandan bahsediyorlar.

Ve sonra Tanrı'nın ayrıldığı ve bizim burada kendi başımıza kaldığımız zaman geliyor. Bence Exodus hikayesinin sembolik anlamı bu. Bence bu İncil'in eski parçasındaki birçok başka şeye benziyor. Hikayenin doğasına göre doğru ve hatasız ama bu onun her parçasının kaydedilmiş tarih olduğu anlamına gelmiyor. Ve bence herkes kendisi için onu okumalı. Bana sormayın, kendileri okusunlar. Söylediğim kitapları okuyun. Beni yargılamayın, kitapları yargılayın. Kendi değerlerine sahip olsunlar.

Herkese söyledim, yirmi kişiyi bir dört yol ağzının dört köşesine koyabilir ve iki arabayı birbirine çarpıştırıp bir kaza yapabilirsiniz. Etrafta gezinip orada duran, kazayı gören herkesle görüşün, yirmi kişi vardır ve 17,18 farklı versiyon dinlersiniz.

Binga: Belki 42 farklı versiyon olur. Yanlarındaki insanları dinledikten sonra fikirlerini değiştirebilirler. 

David Hudson: Yani biliyorsunuz, yaptığım şey metinleri okumak. Ve Hidistan'dan, Çin'den, Japonya'dan, Türkiye'den, İsrail'den, Afrika'dan gelen metinleri görmeye başlayınca. Hepsi aynı içerikteki hikayeleri anlatıyorlar. Sonra "Bunlar tesadüf" dedim.

Biliyorsunuz artık öyle demiyorum. Bu ilginç diyorum. Şimdu bu yönlerinin tamamen doğru olduğunu görüyoruz. Kaza olduğunda, tüm insanlarla görüşürsünüz. Ama temel olarak bazı şeylerde aynı fikirde olurlar. Öncelikle birbirine doğru giden iki araba görmüşlerdir. Herkesin aynı fikirde olduğu birşeyler vardır. Şimdi bulduğunuzun ötesinde herkesin kendi perspektifi ve ön yargısının olduğunu bulursunuz. Şimdi tüm bunları almalısınız.

İnsanlar buna ulaşmalı, uğraştığım şey demirden bir hap almak gibi. Biliyorsunuz demirin belli seviyelerine ulaştığınızda zehirli olmaya başlar ve bir sorununuz vardır. Şimdi biz zehirlilik olmadığını buluyoruz. Bu yüzden bunu vücutlarına almanın doğru bir sağlık ve beslenmenin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Tüm bu elementler organların korunmasına ve olmamız gerektiği gibi olmamıza yardım ediyorlar. Tamam, bunu biliyoruz. Başka neler yapar? Bunların muhtemelen var alacağını yeni yeni buluyorum. Ve şimdiye kadar test ettiklerimiz bunların gerçekleştiğine işaret ediyor.

Binga: Eğer söylediklerinizin sadece %1'i oluyorsa bu bir mucize.

David Hudson: Evet öyle. Ve diyorum ki sadece yakıt hücrelerine sahip olacağımız yeterli değil. Metal-seramikler ve turbo itki sistemlerine sahip olacağımız yeterli değil. Kanseri ve AIDS'i tedavi edeceğimiz yeterli değil. Bunlar yeterli değil mi? Felsefi olarak da birşey olmalı değil mi?

Binga: Biyolokasyon istiyoruz.

David Hudson: Tamam. Sizi duyuyorum. Sanırım, bunun nasıl olacağını ve nasıl yapılacağını size göstereceğiz. Sanırım bu madde bu işi yapmakta size çok yardım edecek. Ama bunu şu anda ispatlayamam, bu yüzden yapacağını şimdi söylemesem daha iyi olur.

Binga: Şu aralar marketlerde monoatomikler içerdiği söylenen ürünler var. Bu ürünleri test ettiniz mi?

David Hudson: Hangileri?

Binga: Etherium Altın, Isis Beyaz Toz Altın.

David Hudson: Isis Beyaz Altın'ı test ettim. Etherium'u test ettim. Manitol 100'ü test ettim. Hiçbiri altın içermiyor.

Binga: Acemannan? 

David Hudson: Acemannan altın içermiyor ama %90 rodyum içeriyor.

Binga: Maharishi Amrit Kalash? 

David Hudson: Rakamları bilmiyorum ama rodyum ve iridyum açısından zengin.

Binga: Test etmek için ne işlemleri kullandınız?

David Hudson: MIU'da yapıldı. Benim denetimim altında analizleri yaptılar. Doğal ürünler üzerine nicel alalizlerin nasıl yapılacağını onlara ben gösteriyordum ve aslında rakamları onlar buldu, ben değil.

Binga: Peki tüm diğer ürünler için de testler yaptınız mı?

David Hudson: Hayır, Amrit Kalash ile yaptık. Sadece bana kanser ya da HIV için ilaç amaçlı kullanılan maddeden vermelerini söyledim. Bunun Amrit Kalash olacağını söylediler. Güzel, biraz alıp neye benzediğine bakalım dedim. Bir kaşık alalım ve üzerinde analizleri yapalım. Bir buçuk hafta kadar sürdü. Rodyum ve iridyumun nicel ayrıştırmasını yaptık, çok miktarda var.

Binga: Bulduğunuz en yüksek oran mı?

David Hudson: Oh hayır. Acemannan bulduğumuz en yüksek oran.. Amrit Kalash'da her ikisinden yaklaşık %10 var.

Binga: Sizin %100'ünüze karşılık.

David Hudson: Doğru. Veya Acemannan'ın %90 rodyumuna karşılık.

Binga: Oh, öyleyse %10 %90'a karşı.

David Hudson: Evet. Acemannan çok çok özel bir ürün. Bu sebeple McDaniels orada Dallas'taydı, onun çalışmasını onayladım.

Binga: Kanada'da birşeyler yapan adamdan haberdar mısınız?

David Hudson: Ne yapan?

Binga: Acemannan. 

David Hudson: Hayır. O maddeden haberdar değilim. Ben yalnızca Carringon Laboratuvarları'nın maddesini biliyorum.

Binga: Etherium ile yaptığınız analizde milyonda bir oranında parçacıkları saptamak mümkün mü?

David Hudson: Kendi etiketlerinde milyonda 64 parça olduğunu iddia ediyorlar. Eğer iddia ettikleri şekilde analiz ediyorlarsa, metaliktir ve bir zehirdir. Tamam mı? Gerçekten analizdeki gibi oradaysa, vücudunuza iyi birşey yapmaz.

Binga: Yani bunu spektroskopik olarak kontrol edip analiz etmenin bir yolu yok.

David Hudson: Bu doğru. Bu şekilde yapmıyorlar, kesinlikle garanti ederim.

Binga: Sizin monoatomikleri analiz etme yolunuz nedir?

David Hudson: Bu patentli bir işlemin parçası. Analizi kimyasal olarak yapıyorsunuz.

Binga: Bu noktada analizi yapabilecek bir laboratuvar var mı?

David Hudson: Benim kiralayabileceğim bir tane yok. En iyisi yine ben oldum.

Binga: Ve kimse bunu yapamaz.

David Hudson: Öğretilebilir. Bunu yapmak için karşılığını ödedim ve onlara öğrettim. Ama güvenilir anlaşmalar için imzalamak zorundaydılar. Şimdi bunu ticari olarak yapamazlar.

Binga: Öyleyse MIU'da nasıl yaptınız? Sadece onlara nasıl yapılacağını mı söylediniz?

David Hudson: Evet. Orada onlarla kaldım ve tüm işlem boyunca onlarla beraber gittim.

Binga: Etherium ve Isis'i ne zaman test ettiniz, sanırım kendi laboratuvarınızda test ettiniz. 

David Hudson: Evet. Benim kendi baş kimyacım.

Binga: Etherium hakkında onların dediği gibi monoatomik içermemesi ve bu yüzden zehirli olması dışında bir yorumunuz var mı?

David Hudson: Onu kullanan birçok insan metitasyonlarında onlara yardım ettiğini iddia ettiler. Tamam. Ciddi meditasyoncu insanlar. Size tüm söyleyebileceğim marihuana da onlara meditasyonlarında yardımcı olur. Biliyorsunuz, orada gerçekten ne olduğunu bilmiyorum. Bildiğim monoatomik altın içermediği.

Binga: İridyum veya rodyum içerdiğini biliyor musunuz?

David Hudson: Kesinlikle garanti edebilirim ki monoatomik durumda değerli elementler açısında orada hiçbirşey yok. Bu maddeyi almaktansa iki üç günde bir bir bardak havuç suyu ile daha fazla alırsınız.

Binga: Bu bana Seneca üzüm suyunu hatırlattı--daha önce konuşmuştuk, yüksek oranda monoatomikler içeriyor. Ama şekerin alacağınız faydaları etkisizleştirdiğini söylediniz. O zaman havuç suyu belki de en iyisi.

David Hudson: Evet. Benim fikrim bu.

Binga: Şimdi Dallas konferansını referans alan bir soru--ve hepsini okumak istemiyorum. Soruda neden farklı oranlarda yandığı sorulmuş.

David Hudson: Size Dallas konferansında verdiğim bilgi ile insanların kendi kendilerine bunun nasıl yapılacağını gerçekten bulabileceklerine inanmayın. Burada size söylemediğin bir sürü şey oluyor.

Binga: Bu elementlerin normal metalik halleri nerede okunur?

David Hudson: Bu size söylediğim şey. Ginsburg'un Platin Grubu Elementlerin Analitik Kimyası adlı kitabını alın. Spektroskopik bölümü altına bakın ve tüm referansları görün.

Binga: Dallas konferansında oradan alıntılar yapmıştınız.

David Hudson: Doğru.

Binga: Sonraki soru. Bir çift farklı şey var. Birisi Portland'tan, orada beyaz altının cam şeklinde eritilebileceğini söylüyordunuz.

David Hudson: Evet.

Binga: Portland'da 1160'de ve UK patentinde 1200 'de olduğunu söylediniz. Ve soru, tam olarak sıcaklık nedir?

David Hudson: Beyaz altın 1160 C'de erir. Ama biz bunu bir tüp ocak içinde kontrollü atmosferde yapıyoruz ve fiziksel olarak eridiği sıcaklığın üzerine çıkmanız gerekiyor. 1160'ta altın erir. Ama ocağı altın ile 1160'a ısıtırsınız ve erimez. Üzerine çıkmanız gerekli. Yani insanlara bir patentte 1200 diyorsam 1200'de eriyecektir. 1250'de de eritirsiniz.

Vakum bir ortama geçtikçe erir. Bilmelisiniz ki benim dört tüplü bir ocağım var, altı foot uzunluğunda, sekiz inç genişliğinde tüpler. Ve her birinin içinde dev bir vakum pompası var. Yani aslında onu ısıtırken vakumlayabilirim. Bu benim üretim ocağım.

IBM için yağılmış. 1.7 milyon dolar değerinde. Onu bir buçuk hafta çalıştırıp kapatarak tesislerini sattılar. Ben de aldım.Çok kocaman bir makine, yalnızca o makineyi yerleştirmek için ayrı bir bina yapmak zorunda kaldım.

Binga: Ve onu satan insanlar, ne olduğunu bilmiyoruz ama eminiz hoş birşeydir dediler.

David Hudson: Ne olduğunu biliyorlardı, burada sekiz ya da on tanesine sahipler ama bu hepsinden çok daha büyük. Araştırma yapan insanların ihtiyacı olacak türden birşey değil. Tekneleri madde ile dolduran otomatik besleyicileri var ve tekneye hiç dokunmuyorlar. Tekne tüpe hiç dokunmuyor. Onu besliyor ve besleyicinin üzerinde asılı duruyor, bu sırada tamamı vakum altındalar. Gazları içeriye alabilirsiniz ve asla bir atmoster oluşturamayacakları denli hızla dışarıya vakumlanırlar. Onlar daima negatif basınç altında kalırlar.

Bu oldukça inanılmaz. Yirmibeş feet yükseklikte, yaklaşık 10.5 inç. Ona sahip olduğuma inanamıyorum. Çok etkileyici yeni bir makine.

Binga: Yılbaşında bir midilli almaktan daha iyi.

David Hudson: Bunu benim için kuran adam dedi ki Dave bunu satın al. Bunun için 550$ - 600 000$ isterim. Bu kullanılmış.

Binga: Ve onu onu bir hafta bile kullanmadılar, ve mükemmel bir durumda.

David Hudson: Ekstra tüpleri ve herşeyiyle. Tüm yeni malzeme cam kaplı tanklar burada. Hayal edebilirseniz 15 000 galonluk cam kaplanmış çelik bir tank Böyle birşeyi nerede bulabilirsiniz?

Binga: Joel & Jerry's Deep Discount? 

David Hudson: Biliyorsunuz Körfez bölgesindeki Stouffer Kimya Georgia'ya taşınıyor ve laboratuvarlarını kapatıyorlar, sahip oldukları herşey satılık. Reaktörler, kimyasal depolama tankları, cam kaplı tüpler, valfler, herşey. Bunları kapışıyorlar. Otuz cam kaplı tank satın aldım ve cam kaplı tankları nereden bulabilirsiniz?

Binga: WalMart'ta değil.

David Hudson: Herkes şimdilerde plastiğe gidiyor. Ben asitleri ısıtıyorum ve bu yüzden sadece kimyasal dirençli değil ısıya dayanıklı olması da gerekiyor.

Bu binada yürüdüğünüz zaman, Tanrım, Tanrım ... Dave bu burada neler yapıyor diyeceksiniz.

David Hudson: Bir petrol rafinerisine benzeyecek.

Binga: Şimdi, daha önce monoatomiklerin zehirli olmadıkları hakkında konuştuğunuzu biliyorum. Monoatomiklerin zehirsiz olduğunu saptadınız mı?

David Hudson: Onunla yaptığımız çalışmalardan. Onu alan insanlardan. Hiçbir yan etki olmadı. Ve şimdi devam eden kanser araştırmalarında yan etki olmadığını saptadılar. Bunu yapan doktorlar diyorlar ki, Dave biliyorsun birisine onu vermekten dolayı bir kuşku duymuyoruz. Değerli metalleri hücre kültürlerine koyuyorsunuz ve gerçekten o bölgedeki hücreleri öldürüyorlar. Ve bu maddenin sağlıklı doku üzerinde hiçbir yan etkisi yok. Tamamen yok.

Binga: Yani benim tahminim monoatomik osmiyum, osmiyum metalik halde zehirli olduğu halde, üzerinde düşünmek gerekmeyecek mi?

David Hudson: Evet. Onu ısıtmak ve damıtmak istemezsiniz çünkü osmiyum tetra oksit hala zehirlidir ve onu ısıtıp buharlaştırırsanız göz merceği dokusunu etkileyecektir. Ama onun aldığınız şekliyle ve insanların kullandığı şekliyle sorun olmayacaktır.

Binga: Isıtmak derken hangi sıcaklık seviyelerinden söz ediyoruz?

David Hudson: Oh, 450 derece gibi.

Binga: O zaman arabada unuttuğunuz zamandaki gibi değil.

David Hudson: Hayır.

Binga: Argon Laboratuvarları'nın nerede olduğu ve telefon numarası ile ilgili bir soru var.

David Hudson: Birleşik Devletler Hükümeti Ulusal Araştırma Kuruluşu. Bunu bulamazlarsa onlar için üzgünüm. Illinois, Argon'da Argon telefon rehberi yardımını ararlar ve Argon Ulusal Laboratuvarlarını sorarlarsa numarayı alırlar.

Binga: Ve Mike McNallen -- 

David Hudson: Argon Ulusal'da değil.

Binga: Hayır, o MIT metelürji kimyacısı. Bunu anlıyorum. Elinizde bir telefon numarası var mı, hala MIT'te mi?

David Hudson: Kesinlikle var.

Binga: O hala MIT'te mi?

David Hudson: Hayır, değil. Chichago bölgesinde.

Binga: Tamam. Bu konuda sizden alabileceğimin hepsi bu.

David Hudson: Aldınız.

Binga: Azot oksitlerin ve de kısa dalga UV ışığının monoatomik platin grubu elementleri metalik hallerine indirdiğini birkaç yerde söylediniz.

David Hudson: Bu doğru değil. Söylediğim bu değil.

David Hudson: Ultraviyole ışığı yapar, evet.

Binga: Azot oksitler?

David Hudson: Hayır. Bu yanlış kelime. Bilginiz için, o nitrik oksittir. N2O değil, N2O2 değil NO değil. Nitrik oksit denir.

Binga. Pekala. O halde nitrik oksit monoatomik platin grubu elem

Edited by - Tiversonus on 13/07/2008 23:03:40

Tiversonus
Elmas

2018 Posts

Posted - 22/07/2008 :  09:05:39  Show Profile  Visit Tiversonus's Homepage  Reply with Quote
(Alıntıdır)


DALLAS KONFERANSI ATÖLYE ÇALIŞMASI
2.KISIM 
________________________________________
Cheyenne: 
Pekala, hoş bir ara verdik ve şimdi David Hudson'ın fikirlerinin felsefi bölümlerine gireceği ikinci yarıya geçme vakti. O bunu yapmadan önce, içinizde Ace Mannan içeren Enterprise ürünleri isteyenler için bir buluşma planladığımızı söylemek istiyorum, bize bunu açıklayabilmesi için bir toplantı yapacağız. Sizinle kayıt formlarınızdan bağlantı kuracağım ve sonra Eclectic Viewpoint bunun bir dağıtıcısı olacak, sonra bize ekstra fon sağlayarak bu şekilde yardımcı olabilirsiniz. Bu yüzden ürünün distribütörü olacağız ve hangi ürünün daha iyi olduğu hakkında detaylı açıklamalarımız olacak. David?
________________________________________
David Hudson:
Tamam, Dr. McDaniels, şimdi bana bir borcunuz var. Tamam, burada herkes hazır mı? Herkes gelip oturdu mu? Sunumun ilk kısmından sıkılanlar için özür diliyorum. Katıldığınız programların çoğunda bu derece bilim kadar ağır şeyler duymadığınızı veya görmediğinizi biliyorum. Ama siz bayanları gerçekten bunun bir kopyasını alıp hayatınızdaki erkeğe götürmeniz konusunda cesaretlendirmek isterim. Bunlar uçuk kaçık adamlar olduklarını söylüyorlar. Tadabilecekleri birşey istiyorlar, hissedebilecekleri, bakabilecekleri birşey istiyorlar. Bunu istemiyorlar, biliyorsunuz, kadınların konuştukları herzaman hissi şeyler. Kadınlar bunu biliyorlar, şaşırtıcıdır ki kadınlar, ev kadınları "Dave, bunu zaten biliyoruz. Bunu görmemize gerek yok, biliyoruz" diyorlar. Onu hep bildiler. Kalpleriyle değil de zihinleriyle düşünenler erkeklerdir. Bunu görmesi gerekenler erkekler, bu yüzden sıkılan bayanlardan özür diliyorum, ama bu uçuk kaçık birşey ve çok çabuk olarak felsefi hale gelse de onu felsefe değil de bilim yapan şey bu. Pekala, şimdi bayanların çoğunun onayladığı kısıma geliyoruz, felsefi tarih. Biliyorsunuz bu sadece madde hakkında benim yaptığım bazı keşifler ve bazı önemli yazılar. Birşeyi ispatlayıp ikna etmeye çalışmamak için bunları kendinizin düşünmesi için önünüze koymak isterim, bunlar sadece benim bulduğum şeyler.
Diğer sunumdan hatırlayacağınız gibi ilk gittiğim insanlardan biri Phoenix'teki Rabbi'ydi ve bu Rabbi dedi ki, "Oh evet, beyaz altın tozunu biliyoruz, İbraniler biliyorlar, ama bizim bilgimize göre ilk tapınağın yıkılışından beri kimse nasıl yapılacağını bilmiyor". "Bu büyü" dedi. Bu benim için yeni bir konuydu, anlamız gerekiyor, kiliseye devam bile etmem, gerçekten kötü biriyim ve burada sunmaya çalıştığım felsefeye sahip değilim. Herhangi birini bir düşünceye katmaya çalışmıyorum. Bu tarihi olarak önemli olduğunu düşündüğüm bir bilgi ve bunu size tarih başlığı altında veriyorum, belirli bir din başlığı altında değil, bu yüzden önceden söylemek istiyorum. Bence bunların bilinmesi önemli ve bence haberdar olduktan sonra İncil anlayışımız çok daha geniş olacaktır. Tamam, ilk slaytı görelim.
Filozof Taşı nedir? Ne kazandırır? Özllikleri nedir? Basitçe ortaya konan bilginin çoğu Orta Çağ'dan kalmadır. Elimdeki Eliphis Levi'den "Deneyüstü Sihir Öğretisi" adlı bir yazıdır, burada İbrani harfleri ile veriyor ve size bu özellikleri okuyacağım. Pekala, "Buradan itibaren sağ elinde Süleyman'ın anahtarlarını (clavicles) tutan kişinin güçlerini ve ayrıcalıklarını izle. Bunlar Süleyman'ın Anahtarları'dır". Bunların anahtar olduğunu söylediğimi hatırlayın, onlar cevap değil, beni yanlış anlamayın. Bu cevap değil, cevaba giden yol. Ve bunlara Krallığın Anahtarları veya Süleyman'ın Anahtarları deniyor. Sol elinde Çiçek Açan Badem Ağacı Dalı vardı, bunun Ahid Sandığı'nda olması garip şekilde yeterlidir, Manna Kabı ve Harun'un Asası vardı. O çiçek açtı. Tamam mı? Tesadüfen. Şimdi, ibranice konuşmuyorum ve büyük ihtimal harfleri doğru telaffuz edemeyeceğim. Bu İbrani alfabesi ve şöyle başlıyor:
"Aleph", "O Tanrı'yı ölmeden yüz yüze görür", tamam, "ve tüm göksel ordunun komutasındaki yedi cin ile samimi bir şekilde konuşur". Diğer bir deyişle meleklerle iletişim kuruyorsunuz.
"Beth", "O tüm üzüntülerin ve tüm korkuların üzerindedir".
"Gimel", "O tüm Cennet'te hüküm sürer ve ona tüm Cehennem tarafından hizmet edilir".
"Daleth", "O kendi sağlığını ve hayatını yönetir ve eşit derecede başkalarınınkini de etkiler".
"He", "O ne şanssızlık tarafından şaşırtılır ne felaketler tarafından yenilir ne de düşmanları tarafından fethedilebilir".
"Vau", " O geçmişin, şimdinin ve geleceğin sebebini bilir".
"Zayin", "O ölüyü diriltmenin sırrına ve Ölümsüzlüğün Anahtarı'na sahiptir".
"Bunlar yedi ana ayrıcalıklardır ve sonrakiler şunlardır". Şimdi bu yedisinin en önemlileri olduğunu iyi anlayın.
"Cheth", "Filozof Taşı'nı bulmak".
"Teth", "Evrensel ilaca sahip olmak".
"Yod", "Ebedi hareketin kanunlarını bilmek ve dairenin aynı alanlı dörtgenini ispatlamak".
"Kaph", "Altına çevirmek, yalnızca metalleri değil Toprağın kendisini de ve hatta Toprağın artıklarını da"
"Lamed", "En yırtıcı hayvanları sakinleştirmek ve yılanları büyüleyen ve hareketsiz kılan kelimeleri telaffuz etme gücüne sahip olmak"
"Mem", "Evrensel Bilim'i veren Ars Nestoria'ya sahip olmak"
"Nun", "Tüm konular üzerinde hazırlanmadan ve çalışmadan bilgili olarak konuşmak".
Bu sonuncular Magus'un yedi en düşük güçleridir.
"Samekh", "Bir göz atmakla erkeklerin ruhlarının en derinlerini ve kadınların kalplerinin gizlerini bilmek". Whoa! 
"Ayin", "Onu kendi isteğine göre özgür bırakması için doğayı zorlamak".
"Pe", "Ayırdedilebilir bir sebebe veya yüksek özgür iradeye bağlı olmayan tüm gelecek olayları önceden görebilmek".
"Sadhe", "En amaca uygun tesellileri ve sağlığa en yararlı tavsiyeleri bir defada verebilmek". 
"Koph", "Güçlüklere karşı zafer kazanmak". "Sevgi ve nefreti fethetmek". 
"Shin", "Zenginliğin sırrına sahip olmak. Daima efendi olmak, asla köle olmamak. Yoksulluktan bile hoşlanmak ve asla umutsuz veya perişan olmamak".
"Tav", "Bunlara bilge adamın elementleri yönettiğini, en öfkeliyi yatıştırdığını, hastaları dokunuşuyla tedavi ettiğini ve ölüyü dirilttiğini ekleyelim"
Bu oldukça ciddi bir sıra. Ama bir kere anlayınca çok ilgilenmeye başlıyorsunuz. Gerçekten onu anlatıyorsa, biliyorsunuz, gerçekten öyle olup olmadığını bulalım. Tamam, sonraki slayt.
(Dinleyici sorusu) Hayır. Bir yeni çağ kitapevinden aldım. Eliphis Levi tarafından yazılmış "Transcendental Magic". Küçük ama oldukça kalın mavi bir kitap. Üzerinde Davut'un altı köşeli yıldızı ve "As above, so below" yazısı var. Neyse, çoğunuz Zecheria Sitchin'i biliyorsunuz, onun bazı kitapları burada satılıyor. Zecheria Sitchin'in birçok yazıları var, Mezopotamya'da bulunan çivi yazısı tabletlerin çevirisinde görev almış. Çevirileri mükemmel. Örnek aldığım sonuçlarından bazılarında matematik ile tahmin ediyor ve kesin varsayımlar yapıyor. Söylediği şey, "Tanrılar buraya Dünya'ya geldiler. Burada Dünya'da yaşadılar. Buraya deniz suyundan altın çıkarmak için geldiler." Şimdi orada bir çoğunuzun kimya hakkında fazla bilginiz yok ama deniz suyunda çözülebiliyor ve orada kalıyorsa elemental altındır. Metalik altın tuzu deniz suyunda çökelecektir. Tamam, öyleyse elemental altın olmalıdır. "Oroid" olarak monoatomik altın. Yeterince altın çıkaramadılar ve daha fazlası için Afrika'da madenciliğe başladılar. Sitchin'in dediğine göre belli ki bu altın onlar için çok önemliydi. Yeterince altın edinemedikleri için Afrika'ya gidip topraktan çıkarmaya başladılar. Diyor ki "belli ki buna bazı önemli amaçlar için ihtiyaç duyuyorlardı mesela gezegenlerinin etrafında bir radyasyon kalkanı gibi". Bu onun fikri. Benim fikrime göre bu onların yiyeceğiydi. O Tanrılar'ın yiyeceğiydi. Bu sebepten altına ihtiyaçları vardı.
Tüm kültürlerde Güney Amerika ve Orta Amerika'da bile altın kızılderili insanlara ait değildi, onlar Tanrılar'a ait olduğunu söylüyorlardı. O Tanrılar'ındı. Altın Tanrılar'ındı. Çünkü o Tanrılar'ın yiyeceğiydi. Pekala Sitchin kitaplarında Tanrılar'ın yarattığını söylüyor, dünyalı bir canlının DNA'sını aldılar, kendi DNA'ları ile karıştırdılar ve Adam Kadmon dedikleri canlıyı meydana getirdiler. İlk insan. Onu "Ed En" denilen bir yerde tuttular. Sonunda nasıl bir dişi yapacaklarını öğrendiler ve tabi ki erkekler ve dişiler bir araya gelince ne olduğunu biliyorsunuz. Onların ilgileneceklerinden daha fazla çocuk sahibi olmaya başladılar, Tanrılar'ın ihtiyacı olandan daha fazla işçileri oldu bu yüzden bu canlıların bazılarını Eden'den dışarıya salmaya başladılar. Bu canlılar çok mutsuzdular, fazla uzun yaşamıyorlardı. Tanrılar basitçe ölümsüz olarak yaşıyorlardı. Onlar yalnızca birkaç yıl yaşayıp ölüyorlardı, böylece Tanrılar onlardan birkaç tanesini aldılar, ve o Dişi Tanrı onlara Hayat İksiri'nin nasıl yapılacağını öğretti. Tanrılar'ın Yiyeceği'nin nasıl yapılacağını. Bu seçilmiş insanlar gerçekten nasıl Tanrılar'ın çocukları olunacağını öğrendiler ve bu bilgiyi Mısır'a götürdüler. Tamam mı? Bence bu şekilde oldu. Bu Dave Hudson versiyonu.
Kitabında dikkatinizi çekmek istediğim birkaç şey var. İlkin, bu altı çizili bölüm, " 'Ben' terimi ve hiyeroglif gösterimi, uzatılmış piramit şekilli, zamanında erkeklik gücü ve üreme anlamları verilmiştir ve İbranice 'Ben' in erkek dölü anlamının kaynağı olmayı iyi bir şekilde karşılayabilmiştir. Erkeklik ve üreme dışında tapınak gençleştirme özelliğine de sahiptir. Bu sonraları Mısır'ı ziyaret eden Yunanlılar'ın Phoenix dediği Ben Kuşu efsanesinin çıkış noktasını oluşturdu". Garip bir şekilde ben de Phoenix'te yaşıyorum. "Bu efsaneye göre Phoenix kırmızı ve altın renkli tüyleri olan bir kartaldı. Her 500 yılda bir, ölmek üzereyken Heliopolis'e gider ve bir şekilde kendi küllerinden veya babasından tekrar doğardı. Heliopolis ve onun iyileştirici suları ilk Hıristiyanlık zamanlarına kadar saygı gösterilen bir yer olarak kaldı. Yerel geleneklere göre Yusuf ve Meryem yanlarında çocuk İsa ile Mısır'dan kaçtıklarında tapınağın kuyusu yanında dinlendiler". Tamam mı? Doğru yolda ilerliyor. Doğru konudan söz ediyor. Tüm doğru özellikleri tanımlıyor, ama hala bulmacanın bu tek küçük parçasına sahip değil. Sonraki slayt. (Dinleyici sorusu) Zecheria Sitchin'den "Cennete Uzanan Merdiven" ve kitapta Tanrı'nın oğulları olan eski krallık Firavunlarından ve Yüksek Rahipler'den bahsediyor. Onların Bahreyn ve Dilman'ın bulunduğu adaya gelene kadar Sina üzerinden tam doğuya yolculuk ettikleri zaman geldiğinde "Cennete Uzanan Merdiven" ile yükseldiler, veya bir Hırisyansanız Yakup'un Merdiveni ile. Gerçekte bu onların Cennet'e gittikleri yoldu. Asla bizim ölmekten anladığımız şekilde ölmediler. Bu çok acayip çünkü Eski Krallık Mısırı'ndan bir Firavun'a dair hiçbir kalıntı bulamadılar. Neyse işte başka bir referans, "Emil Bach", Yaratılış üzerine bir kitap - Patriklerin Yaratılışı. Sonraki slayt.
Yalnızca peşinden koştukça edindiğim bilgileri size sunuyorum. Bu basitçe Yusuf ve kardeşleri ile ilgilidir. Emil Bach Alman bir araştırmacıydı, diyor ki, "Onun kanından eksileni o ruhsal olarak tekrar içine çeker. Mısır inisiyasyonlarında, Musa İsrail'in batmasını gizemler dünyasında tamamladı ve sona erdirdi, Yusuf'un ruhsal olarak eve dönüşü tam bir idi. Daha sonra Musa ve Sina olaylarında İsmail'in ruhsal iyileşmesinin de meydana geldiğini göreceğiz. Nuh ve İbrahim arasındaki bin yıllık zaman dilimi gibi İncil'in değinmediği Yusuf ile Musa arasındaki dört yüzyıllık zaman Mısır'ın İsrail tarafından özümsenmesi ve sessizce kendine katılmasıdır". Tamam, bu İncil'de hep sözünü ettiğimiz birşey, İsraillilerin Mısır ile sorunları, ama gerçekte Mısır'a isteyerek gittiler ve Mısır'da yaşadılar, Mısır'da öğrenip bilgi kazandılar. Buradan Ekmek ve Şarap'ın sırlarına ve onlar arasındaki Komünyon Nefesi atmosferine geçiyor. Komünyon Nefesi, Eski Krallık Mısırında onun sembollerinden biri olan Yaratıcı'nın ağzından çıkan birşeydir. Hatırlarsanız size dün ona Horus'un Gözü'nden Altın Gözyaşı dendiğini söylemiştim, Tanrı'nın ağzından gelir, Hıristiyanlar Tanrı'nın Sözü derler ama aslında tükürüktür. Sonra da Göklerdeki Baba'nın Spermi olur.
Eski Krallık Mısırı'nda bu üç terminolojiyi kullanıyorlardı. Ve de Ekmek ve Su, Ekmek ve Şarap'tan farklı birşey. Hepinizin hatırlayacağı gibi Ekmek ve Şarap oniki havari arasında paylaşıldı ama Ekmek ve Su Mt. Herod, James, Peter ve John arasında paylaşıldı. İsa onların gözleri önünde belirdiğinde başının üzerinden bir ışık sütunu çıkıyordu. Ondan sonra James, Peter ve John daha önce İsa'nın gerçekleştirdiği tüm mucizeleri gerçekleştirebiliyorlardı, ve bundan önce hiçkimse İsa'nın yaptıklarını yapamadı. Tamam, sonraki slayt.
Bu aynı kitaptan, "Ekmek ve Şarap resmi arkaplanda titreşiyor, Ekmek ve Şarap'ı sürdürüyorlar ama Mısır hala işin içinde ve Ekmek azalıyor. Ruhsal aydınlanma ölüyor". İbraniler bu bilgiyi Mısır'dan almışlardı. Bu teknik yetenek oradan geliyor ve Nuh'tan Mısır'a geçenleri tekrar kazanmak için Mısır'a gittiler. İbrahim bu yüzden tekrar Mısır'a gitmek zorundaydı. Neyse, "Başlangıçtan beri İsrail Mısır'da tüketilen Ekmek ve Ruh aydınlanmasını reddeti. İsrail Ekmek'in sırrını kendi için öğrenmeye şimdi hazırdı. Melchidezek Ekmek ve Şarap'ı İbrahime verdi ama Güneş'in Kutsanması üzerindeki sır perdesini kaldırmadı." Tam burası. "Ve sonra Ekmek ve Şarap gelişen olaylar içinde Ruh'tan kişisel ruhlara yalnızca saklanmış, gizli olarak verildi." Biliyorsunuz, bir kez daha Mısır'ın İbraniler üzerindeki rolünün son derece önemli olduğunu ve Mısır'ın Eski Krallığın sonunda fethedilip insanlarının katledildiğini anlamak zorundasınız. Eski Krallık Mısırı'nın sonundan itibaren Mısırlılar artık Mısırlı değillerdi, onlar Araplardı. Ve o andan itibaren Yahudilerin onlarla sorunları oldu, savaştılar ve biliyorsunuz, hep daha önce iyi geçindikleri konusuna geliyorlardı. Onlar son derece güçlü bir ülkeydiler ve dosttular. Hatırlanması gereken bir gerçek Saul Mısırlılara Mısır'ı yeniden kurmak için yardım etti ve Amelekiteleri fethetti ve onları Mısırlılar'a karşı çevirdi. Böylece Yahudiler gerçekten Mısırlılar ile savaşıyorlardı ama Mısırlılar aslında Araplardı ve hala savaşıyorlar. Bir türlü geçinemiyorlar. Tamam, sonraki slayt.
"Eski ruhsal faaliyet mirası tamamen yokoldu. Cennet'ten kovulma tamamlandı." Daha sonra bahsettikleri "büyük Mısırlı fatih Thutmose III Filistin topraklarında tüm Yakın Doğu'yu kendi egemenliği altına soktu ve eski altın-asır dünyasını mühürledi". Emil Bach tipik bir Alman araştırmacı, oldukça metodik, sistematik ve mükemmel bir bilgi kaynağı. Size anlattığı şeyler aslında benim kafamdaki hikaye. Neyse, bu konuya bir giriş, slaytı değiştirebilirsiniz.
Mısır'ı kurcalamaya başladım çünkü Mısır'da bilgileri çok dikkatlice kaydederlerdi. Mısırlılar çok metodik, çok sistematiktiler ve taş üzerine kayıt tuttular bu yüzden kayıtları çok önemli ve uzun bir zamandır korunuyorlar. Bu kısım Ölüler Kitabı'ndan, bu en eski Ölüler Kitabı, buna "Ölüler Kitabı ve Ani Papirüsü" deniyor. Yazarı Budge, British Museum müdürü. Bu Ani Papirüsü ve tek gerekçe, yalnızca birkaç sayfa ama görmenizi istediğim şey "O" ve "Nedir". Bu soru soruluyor, tanrı benzeri varlık, Firavun, göğe yükselirken gerçekleşecek değişimlerden bahsediyorlar, ve bu soruyu tekrarlıyorlar. Diğer tarafı okuyabileceğimiz şekilde kaydırın. Tanrılar'ın tchefa yiyeceğini almaktan, tapınağın ardında Tanrılar'ın tchefa yiyeceğini üreten şeyden bahsediyorlar, "Oh, evet, Varlıkları olan Tanrılar", buna Varlık Ekmeği deniyor. "Sizin aranızda var oluşa geçeceğim", ve sonra o nedir? Biliyorsunuz, "o ki Ra'nın erkeklik organından gelir".
Bu hep sembolizma, burada yazıldığı şekliyle kafa karıştırıcı sembolizmaya girmemelisiniz. Onların gerçek Yaratılış içeriği Ra olan "Baba'nın spermi" idi, kan ile karışmış Tanrı'nın spermi, ve gerçekte onu eline bir bıçak alarak kendi kendini hadım eder şekilde düşündüler, böylece kan ve sperm birbirine karıştı. Ve Mısırlılara göre dünya bu şekilde var oldu ve hayat başladı. Madde dünya veya ışık ve madde beden göklerdeki Baba'nın spermidir. Neyse, sanırım bunun üzerine bir slaytımız daha var. Size bir "Ölüler Kitabı ve Ani Papirüsü" almanızı öneriyorum, 40 sayfa "o nedir", "o nedir", "o nedir" göreceksiniz. Birkaç ifadeden sonra "o nedir?" diyorlar, başka bir grup ifade geliyor, "o nedir?", başka bir ifade, "o nedir?". Kötüler üzerine zafer kazanmaktan söz ediyorlar ve "peki o nedir?" sorusunu soruyorlar. Tanrı'nın güneşi olan Horus'un savaş günü, ve Horus'un yüzüne dışkı fırlatıyorlar, ve Seth'in testislerini taşıyorlar. Testisler ayrıca Kase (Kutsal Kase) ile ilgilidir, biliyorsunuz, uyluktaki yara daima semboldür, testisler göklerdeki Baba'nın spermidir. Testislerden geliriz ve uyluktaki yara testisleri kaybetmektir. Bu kısırlıktır ve bu sebeple her zaman erkeklik sembolleriyle bağıntılıdır, herkes onun üreme ve erkeklik ile ilgili olduğunu düşünüyor. Değildir, o bununla ilgili. Horus'un Gözü'nden bahsediyorlar, "Peki o nedir?" diye soruyorlar, Ra'nın Sağ Gözü. Garip bir şekilde, size burada göstermek istiyorum, buradaki saç aslında "saçı yükselten kişi" sembolüdür, bu aydınlanma veya görebilmeniz için gözlerinizin açılmasıdır. Burada anlatılan şey, Thoth orada saçı yükseltir ve "Ona gözün kusuru olmadan canlılık, sağlık ve ses verir". Anlattığı şey üçüncü gözün açılmasıdır, üçüncü gözün göz kapaklarının kaldırılması sonra tam olarak herşeyi bilirsiniz, herşeyi görürsünüz, buradaki iki gözünüz göremese bile herşeyi anlarsınız. Tamam mı? Soruyu sormaya devam edelim, "Peki o nedir?". Biliyorsunuz bir tür ilginç tesadüf, iki veya üç cümle söyleyip sonra "Peki o nedir?" sorusunu sorduktan sonra başka bir çift cümle söyleyip "Peki o nedir?" diye soruyorlar. Yahudilerin Mısır'dan ayrıldıklarında 5 - 6 nesildir orada yaşamış olacaklarından onu aynı isimle "Peki o nedir?" diye çağırmaları çok mantıklıdır. Ve Ma-Na kelimesi, eğer Josephus'un Seyahatleri'ne bakarsanız, orada onu tam da "Peki o nedir?" diye çevrilen bir soru ile tanımlıyor. Manna kelimesi "Peki o nedir?" anlamına gelir. Mısırlıların İncil'den önce Eski Krallık Mısırı'nda ona verdikleri aynı isim. Tamam mı? Tesadüfen aynı isim. Tamam, sonraki slayt.
Bunu benim yazmadığımı göz önünde bulundurun, bunu başkası yazdı... Schwaller De Lubicz'ten ve yazdığı "Kutsal Bilim" adlı bir kitap.
Schwaller De Lubicz maddeye sahip değildi, ama Schwaller De Lubicz mükemmel bir sezgiye sahipti çünkü o almandı, Eski Krallık Mısırı ile ilgili çok fazla araştırma yapmıştı, bundan biraz okumak istiyorum, "Kutsal Kelimeyi serbest bırakmak için, Canlı Ateş'i canlanıp bedenlendiği dünyevi hapishanesinden kurtarmak için. Bunlar ruhsal aydınlanmalar tarafından hedeflenen amaçlardır. Meth inisiyasyonu bu sonu gösterir. Eğer erişilecek olan bilgi ise bu amaç insanlığa genel olarak sebepler dünyası ve tüm insanlığın gücünün anahtarı olarak sunulmuştur. Mantıklı olarak bu kapıyı açmanın tam şartları saflık, bencilliktan uzak olma ve iç güdüler üzerinde hakimiyet ardında yatar. Bunlar öğretilerin gizemli karakterini açıklar. Bizim zamanımız zaten böylesi ahlaki hazırlıkların ihmalinin bir felaketi olarak kendini göstermiştir ve bugün yalnızca akli sırları içeriyor, Kutsal ruhsallık sırlarını içermiyor. Gerçekte başlangıcın Kutsal Kelimesi ruhsal dediğimiz herşeydir ve de onu ölümlülüğe düşüren şey. Bu, çalışmanın sebebi ve son kurtuluşa erişmek için verilen içsel savaşımdır. Bu Pharonic Opus Magnum'dur. Açığa vurulan en mükemmel evre olan Kutsal'ın insan bedenlenmesi üzerine kurulan Hıristiyan aydınlanması ile sona erer".
Çok derin bir yazı, ama Eski Krallık Mısırı'nda olanlar tam da bunlar. Gerçekten tam olarak bir Tanrı olan bir Firavun'ları vardı. Zihninizi okuyabilen bir Firavun'ları vardı. Bir yargılama olmaksızın gerçekleri bile duymadan tüm doğruları ve tüm yanlışları bilen bir Firavun'ları vardı, çünkü onun huzurunda olduğunuzda kim olduğunuzu biliyordu. Biliyorsunuz, bir kralımız veya bir liderimiz olmasını hayal edebiliyoruz ama o ölümlü bir lider ve yalnızca kendi ilgi alanları olan ve onları bilen ölümlü bir lider. Eski Krallık Mısırı'nda, Firavun'ları bir Tanrı idi, ve herkes ona inanır ve bildiğini kabul ederdi, bu bilinen hiçbir şeye benzemiyor. Yani tamamen değişik. Neyse, sonraki slayt.
Şimdi bu slayt da kutsal bir bilim, "Örnek olarak insan fetüsünün gebeliğini alırsak, Yaratılış'ın safhaları olduğu konusunda karara varabiliriz. Üç kara, dört beyaz ay vardır, bu ilk varlığını sürdürebilir canlı için yedi yapar ve sonra olgunlaşmamış meyvenin mükemmel gebeliğini tamamlamak için dokuza tamamlayan iki ay daha". Şimdi bunlar tesadüfen aynen bu maddeyi alan bir kişinin yaşadığı safhalardır. Gerçekten üç ay sesten başka hiçbirşey yoktur, sonra dört ay rüyalar, aydınlanmalar ve öğrenmeler vardır, ve onun mükemmelleşmiş bir varlık olması için kalan iki ay vardır. Çin yazmaları ile de uyuşur, Altın Çiçeğin Sırları'nda on aylık bir işlemden bahseder, ama on ay takvimi ayı. Tamamen aynı olaylar zincirini anlatır. Neyse, tüm reklere uzanır, siyah, beyaz ve kırmızı olan hepsi buradadır. Şimdi bunlar kutsal olan ve piramitlerde kullanılan renklerdir, ve tüm Arap bayraklarında ve bugün herşeyde kullanılan renkler. Tamam, sonraki slayt.
Bu slaytta bence resim herşeyi açıklıyor. Bir açıklamaya ihtiyacı yok. Bir defada anlayacaksınız. "Sırrın Bekçisi". Şimdi bunu koyun ki diğerleri de görebilsin. Kral ona sindirim sistemi olan Anubis'i ve beyaz besini Beyaz Ekmek'i sunuyor. Resim tüm hikayeyi anlatıyor. Siyah Anubis sindirim sistemini temsil ediyor ve beyaz tozu olan Kral onu sindirim sistemine sunuyor, ve buna Yolları Açan, Sırrın Saklayıcısı deniyor. Şimdi bu daha sonradan, 19. yüzyıl. Bunu hala biliyorlar ama yapamıyorlar. Artık ona sahip değiller ve hikayeyi tekrar tekrar anlatıyorlar ama hikaye bu. Yani tam burada. Sembol, sindirim sistemi ve Kral. Tüm hikaye tam burada ceviz kabuğunun içinde. O kadar basit yazmışlar, hepsi resim ama resimler size hikayeyi anlatıyor. Kelimeler değil, hiyeroglifler ve o orada, o bu. Tesadüfen bu sopaların üzerindeki Ahid Sandığı'na ve üzerinde Cherubim ile Ahid Sandığı'na benzemiyor mu? Benzerlikleri görün. Tamam, sonraki slayt.
Bu Immanual Velikovsky'nin "Kaos Çağı"ndan bir alıntı. Bunun yenisini bulamazsınız, kullanılmış kitaplar satan yerlerde aramalısınız. Sanırım 1957'de yayımlanmış. Neyse, Immanual Velikovsky Mısır ile Eski Ahid veya Yahudi Torah'ı arasında bir paralellik kurmaya çalışıyordu, çünkü bir yahudiydi. İncil tarihleri pek iyi vermediği için aralarında ortaklık bulmaya çalışarak Mısır'daki tüm kayıtları araştırıyordu. Mısırlılar çok metodik kayıt tutuyorlardı ve herşeyi çok dikkatle tarihlediler. Kutsal ekmek belli ki bir çiçek değildi, gümüş ya da altındı. Exodus Kitabı'nda kutsal ekmeğin bir kuyumcu olan Bezaleel tarafından yapıldığı söylenir. Bezaleel Ahid Sandığı'nı yapan kişiydi, seyyar tapınaklar için altın dekorasyonları yaptı, biliyorsunuz o bir kuyumcuydu ancak Tanrı'nın Varlığının Ekmeği'ni o yaptı. Kutsal ekmeğe daha sonra kutsal ekmek denmedi. Kutsal ekmeğe Tanrı'nın Varlığının Ekmeği dendi. Varlık Ekmeğı olarak Varlık'ta olmaktan söz ettiğini hatırlayın. Tamam, neyse, sonraki slayta ihtiyacımız var.
Ona beyaz ekmek diyor ama burada altın deniyor, burada Süleyman Tapınağı'ndaki yağmadan elde edilen Mısır'a görütülen ganimetlerin Karnak Tapınağı kayıtları var ve hepsi burada, tanımları burada, tamam, bu iyi. Tüm ihtiyacım olan dikkatinizi şuradaki küçük örümceklere benzeyen şeylere çekmek. Bu altının hiyeroglif karşılığı. Orada, orada, orada, hmm, orada, orada (resmi göstererek). Tüm bu ilk parçalar altın. Tamam mı? Sonra burada aşağıda gümüş var, ve en altta bakır var, ama daha önemli parçalar altın olanlar. Masalar burada, altın masalar, altın araçlar, neyse, menorah, aslan kafaları bile burada bir yerlerde, evet, işte bir aslan kafası. Neyse, eğer İncil'i okuduysanız ve bu listeye bakarsanız Süleyman Tağınağı'nda olanların kayıtları ile Karnak Tağınağı kayıtları kesinlikle aynıdır. Tam burada kutsal ekmek var. Tesadüfen uzatılmış bir piramit şeklinde. Bir somun ekmeğe hiç benzemiyor değil mi? Bu bir sembol, size gösterdiğim sembol, ona beyaz besin deniyor, ama burada beyaz altın denmiş. Velikovsky onların gümüşü kastettiğini söyledi çünkü beyaz altın diyorlardı. Hayır, beyaz altını kastettiler. Söyledikleri şeyi kastettiler, o beyaz altındı.
Melchidezek Yüksek Rahipleri'nin haftada bir kez Kutsalların Kutsalı Örtüsü'nün ardına gidip yedikleri şey Tanrı'nın Varlığının Ekmeği idi ve sonra Tanrı'nın ayağına bağış olarak sonraki hafta için daha fazla Ekmek yapılırdı veya Ahid Sandığı kullanılırdı. Bu maddeyi haftalık bir süreçle tüketiyorlardı, gerçekten, o zamanlar Tanrı'nın insanları arasında yaşadığı büyük Peygamberler çağıydı. Bu Yüksek Rahipler hayvanlarla iletişim kurabiliyorlardı, telepatik olarak herşeyi biliyorlardı, İncil'deki büyük Peygamberlerin çağıydı. Neyse, mesele bu ve orada duruyor, siyah ve beyaz. Sonraki slayt.
Aynı şey olduğunu düşünüyorum, değil mi? Evet, bu aynı şey, iki kopyası var. Tamam, çok ilginç, bu Einsmann ve Wise'dan "Ölü Deniz Yazmaları" (Dead Sea Scrolls Uncovered) bir buçuk yıl önce çıkarıldı. Din akademi ve toplum arasında her türden sorunlara yol açıyor. Bunlar çok uzun zamandır saklanmış kutsal kitap yazıları, 30 yıl kadar tercüme edemediler, çok zordular, daha fazla çalışmaları gerekti. Katolik Kilisesi insanlara öyle söyledi, temelde onlar hepsi katoliktiler, Papa'nın söylediği şeylere uymayan herşeyin karşısında durursunuz. Bu yüzden tüm katolik çevirmenler bu çevirilere karşı çıktılar. Şimdi bunu reddecekler, "Hayır, oh hayır" diyecekler, ama Mrs Bechtel bunu İsrail dışına kaçırıp mikrofilm üzerinde buraya getirince Birleşik Devletler içinde 5 üniversiteye verdi ve bir yıl içinde Einsmann ve Wise tercüme etti. Tamam, herkes kızgın çünkü onu tercüme ettiler. Şimdi bu tamamen doğru olmayabilir. Tercüme etmenin başka yolları olabilir ama temel olarak doğru. Ve anlattığı şey bunlar bahsedilen Esseneler zealotlar. Bunlar hiçkimseye Lord demeyecek insanlar ve "tutsakların serbest bırakılması", "körlerin gözlerinin açılması", "haksızlığa uğrayanların bakılması", "ölülerin diriltilmesi" ile ilgili referanslar var. Ölülerin diriltilmesi? "Son imadan şüphe duyulmamalıdır" [DSSU sayfa 20]. Çok özel birşey. Devam edelim.
Messianic lider Nasis'den söz ediyorlar [DSSU sayfa 21], çoğumuz bu kelimeyi duyunca Hitler ve Naziler'i düşünüyoruz, biliyorsunuz, ne yazık ki Hitler gerçekten Tigris-Euphrates (Mezopotamya) vadisindeki Alman araştırmacılarla çok ilgileniyordu ve hiçbirşey bilmemekten daha kötü bir şey vardır, o da çok az şey bilip bunu çarpıtmak. Bu şekilde onun beyaz insanlardan oluşan süper ırkı ve Naziler 30'larda Tigris-Euphrates vadisinde yürütülen bu araştırmalardan kaynaklanıyor. Neyse, "Mutluluk ve ışık ile ilgili görüntüler göksel evi kapladı". Sonraki slayt. İşte herkesin tercüme etmek istediği ibranicesi. Benim kopyalamadığım gerçek yazmaların fotoğraflarına sahip ama kitaplarında var ve herkes onu görüp kendi tercümesini yapabilir. Bu yine "Ölü Deniz Yazmaları" kitabından olmalı. "Erken Ölü Deniz Yazmalarında anlatılan" ... ah, işte "Nuh, tüm canlı şeylerin sırrını bilen birisiydi", "üç kitap vardı, bu kitaplar çağın mistik ya da bilinmeyen bilgeliğini taşıyor olmalıydılar". Göksel veya meleklerle ilgili gizleri anlatıyor. Var olmanın gizemi de çok önemliydi, varlığın gizemine öyle diyorlardı. Tam olarak hayatın özü. Hayatın Işığı nedir? O nedir? O nedir, ki bizi canlı yapar? Esseneler bu konuda çok bilgiliydi. Görkem Arabaları - Varlığın Gizemi metni, bölüm yedi.
Yayımlanan Ölü Deniz Yazmaları'ndan çoğu, özellikle de Vermus'un Ölü Deniz Yazmaları, Doğruluk Öğretmeni'nin (Dürüstlük Hocası) anlatımlarıyla doludur. Doğruluk Öğretmeni'nin kim olduğu ile ilgili birçok varsayımlar olmuştur. "Çünkü o bana Doğru'nun çocuklarına, Şafağın çocuklarına Işığın çocuklarına öğretmem için Bilgelik Bilgisi'ni verdi. Bilmek için, Sonsuzluğun çağını anlamak ve geçmişten bilgi öğrenmek için", herhalde gizli şeyler. Devam edelim. "Işığa, Işığın Oğullarına geçiş fikri ve onların Yaşayan Işığa bakan Kutsal Ruh tarafından saflaştırılmalarını içeren vaftiz işlemleriyle eğitilmeleri". Burada tam bir bilgi demeti var. Bir defa anlayınca çok iyi. Devam et, sonrakine geç. Burada okursanız, Ölü Deniz Yazmaları'nda, bakır yazmada 26 ton altın ve 48 ton gümüşleri olduğunu söylüyor. Tamam mı? 26 ton altın ve 48 ton gümüş. Onları işleri yoktu, para kazanacak bir yolları yoktu.
'Mükemmelleşme', Kutsal Ruh ve bunlardan bile daha şaşırtıcı bunlar yabani doğada yolun ölümsüzleştirilmesi. Bu özellikle Maskil'in 'Mucizevi Gizemler öğretisi ile Yol'un hazırlanması' ile ilgili. Bu kadarı yeterli, değiştirebiliriz. Aradığım buralarda olmalı. Evet. Burada sonunda Doğruluk Öğretmeni'nin kim olduğunu buluyoruz. Doğruluk Öğretmeni'ne yaptıkları yüzünden Kötü Rahip'ten intikam almak, örneğin 'onu yemiş' veya 'onu yok etmiş'. Yüksek Rahip Doğruluk Öğretmeni'ni yuttu. Doğruluk Öğretmeni bir insan olamaz. Doğruluk Öğretmeni Işık'tır. Doğruluk Öğretmeni Kutsal Ruh'tur. Söylediğimizi hatırlayın, hiç affedilmeyeceğiniz tek bir günah vardır, o da Kutsal Ruh'a, Doğruluk Öğretmeni'ne karşı işlenen günahtır. Işık ile dolduğunuzda, Ruh ile dolduğunuzda ve herşeyi bilip herşeyi anladığınızda o zaman günah affedilmez çünkü daha iyi biliyordunuz. Bu yüzden yüksek rahip günah işlediğinde bu affedilmez bir günahtır. "Kötü Rahip" öğretmeni "Doğruluk Öğretmenini" "yutmak" veya "yemek için nasıl kovaladı". Tamam mı? Kaçınızın erken Ölü Deniz Yazmalarına aşinasınız bilmiyorum ama sürekli tekrar ederek Doğruluk Öğretmeni'ni anlatıyorlar. Pekala, bu .... Doğruluk Öğretmeni yutabileceğiniz birşey. Tam orada. Tam orada. Bu bulmacanın büyük bir parçası. Doğruluk Öğretmenini yutabilirsiniz. Başka bir deyişle, o vücudunuza alabileceğiniz bir maddedir. O Tanrı'nın Varlığının Ekmeği'dir. O yalnızca yüksek rahiplerin sahip olabileceği yüksek rahiplik yiyeceğidir. Tamam, sonraki slayt.
Qumran'ın merkezinde keşfettikleri bir metalürji dökümhaneleri olduğunu bilmelisiniz. O bir metalürji dökümhanesidir. 26 ton altınları ve 48 ton gümüşleri vardı. Toplulukları arasında meleklerin yaşadığına inanıyorlardı. Ölü Deniz Yazmaları'nda öyle söylüyor. Aralarında meleklerin yaşadığına inanıyorlardı. Eğer bakarsanız Vaftizci John'un bir Essene olduğunu, havarilerin, Meryem'in bir Essene olduğunu bulursunuz. Bu "İncil'in Unutulmuş Kitapları"ndan. Yeni Çağ kitapçılarından çoğunda bulabilirsiniz. Bunlar Kilise Pederlerinin İncil'i yazarken uygun olmadığını düşündükleri kutsal yazılar. Tam burada, bu referans, "Meryem bir Güvercin olarak Tapınak'ta yaşamaya devam etti, orada eğitildi ve yiyeceğini bir Meleğin elinden aldı". Meryem seçildi ve Kutsalların Kutsalı'nda bir Yüksek Rahip olarak yükseltildi, bir Melek tarafından Güvercin ile beslendi, hepsi simya sembolleri. Yüksek Rahipliği veriyordu ve Kutsalların Kutsalı'nda yükseltildi. Yalnızca Yüksek Rahipler Kutsalların Kutsalı'na girebilir ve o Yüksek Rahip olarak yükseltildi ve beyaz altın tozu ile beslendi. Bu benim fikrim. Sonraki slayt.
Meryem ışık ile doldurulduktan sonra Yusuf'u kocası olarak seçti. Bu çocuk ile döllenmişti. Gebe kalmanın ilk gününden itibaren çocuk Işık içinde büyüyüp gelişti. Dokuz ay boyunca çocuk Işık içinde büyüdü. Bu çocuk, sonra doğumunda insanoğlu olarak değil bir Tanrı oğlu olarak doğdu. 40 günlük oruç ve 30 günlük bunu kullanma, sonra bir Tanrı oğlu olarak doğmadan önce 8 ay bekleme sürecinden geçmesine gerek yoktu. O tam olarak doğumunda bir Tanrı oğlu olarak doğmuştu. Tamam mı? Şimdi bu gerçekten bazı hıristiyanları kızdıracak, onları gerçekten kızdıracak. Ama onların Yüksek Rahiplik ile ilgili birşey bilmemeleri yanlış, umursamazlık ve aptallık. Bir Melchizedek Rahibi'nin ne olduğunu bilmiyorlar. Tanrı oğlu olarak doğmanın bir Yahudi'ye ne anlam ifade ettiğini anlamıyorlar. Simya metinlerinde "Tekrar Bakire'nin Kutsanmış adamı ol" diye söz edilir. Ona bakire doğum denir, ama bu tekrar rahime girip oradan geri çıkacağınız anlamına gelmiyor. Sizin bu mükemmeleştirmeden geçeceğiniz ve yeni bir varlık haline geleceğiniz anlamına geliyor. Tamam mı? Yeni bir varlık olarak tekrar doğulur. Sizi en iyi olduğunuz hale getireren, vücudunuzdaki her hücreyi tamamen mükemmelleştireren Işık veya Kutsal Hayalet ya da Ruh ile doldurulmaktır.
İncil der ki, "Genç bir çocuk olarak gelmediğiniz sürece Baba'nın Varlığı'na gelmenin bir yolu yoktur". Ve bu mecazi değil. Kelimesi kelimesine. Aynen söylediği şey anlamına geliyor. "Son zamanlarda bizler seçilmiş bir Yüksek Rahiplik değil bir Yüksek Rahip ulusu olacağız". Bu sadece birkaç kişi için değil. Bu doğru sebeple onu isteyen ve arayan herkes için. Tam olarak vücudunuzu dokuz ay içinde mükemmelleştiren ve saflaştıran bir maddeyi vücudunuza alıyorsunuz. Tüm DNA'nız düzeltiliyor. En iyi zamanınızda, 17 - 20 yaşlarınızdaki halinize geliyorsunuz. Ve bu yolla neredeyse sonsuza kadar yaşayabilirsiniz. Şimdi bu sonsuza kadar değil, yaklaşık 800 - 1000 yıl ve sonra olacak şey, öyle mükemmel olduğunuz bir duruma erişiyorsunuz ki ölmeden yükselebilirsiniz. Gerçekten düşündüğünüz her yere gidebilirsiniz, Işık bedeniniz oraya seyahat edebilir, fiziksel bedeninizi yanında alabilir, çünkü ışık beden fiziksel bedenden daha büyük. Fiziksel bedeni aşar ve vakum içinden uzay-zamanda hareket edebilir. Buna biyolojik yer değiştirme (biolocation) diyorlar, birçok şey diyorlar, ve İncil buna Esrime diyor. Ama Son Zamanlar'da gelecek.
Şimdi anlamanızı istediğim şey bu bilim, felsefe değil. Bir kısmı felsefe ama aynı zamanda tarih ve şimdi sahip olduğumuz bilim ile uyumlu. İnanmıyorsanız, üzgünüm, çünkü geliyor. Toynak seslerini duyamıyorsanız, dinlemiyorsunuz, çünkü geliyor. Pekala, İncil'de ve Mormon Kitabı'nda "Son Günler" ve "Gölgelerin Tipleri" deniyor. Bu Avraham Gileadi'den. Avraham Gileadi Rabbinik rahiplik öğrendi ve Kudüs'te bir Rabbi oldu ve sonra Mormon Kilisesine geçti. İşte onun kitabından alıntıları kullanmam için izinler. Avraham Gileadi bana bu kitabı gönderdi, onu imzaladı, ve çalışmamı çok yakından izliyor, Aids hastalarını iyileştirdiğime ikna olmuş. Avraham'a dedim ki, "İnsanları yargılamıyorum, biliyorsun, bu benim ... nasıl Aids kaptıkları beni ilgilendirmez". Bazı insanlara kan nakli ile bulaşıyor. Bazılarına kazalarda bulaşıyor. "Bunu nasıl kaptın?" demek bana göre değil. Çok ciddi bir hastalık ve yapabildiğim kadar onlara yardım etmeliyim.
Şimdi bunun Isaiah Kitabı'nın, tüm bu kitabın bir çalışması olduğu sonucuna vardım. Bu Isaiah Kitabı'nın bir çalışması çünkü peygamber Joseph Smith Mormon'lara Isaiah Kitabı'nı dikkatle çalışmalarını çünkü onun büyük bir peygamber olduğunu söylemiştir. Bunu okuyurken, Lord'un Kolu'na göndermeler yapar ve der ki, "Lord'un Kolu'nun, İsa'nın ikinci gelişinden önce yer alan David'in soyundan gelen Lord'un bir hizmetçisi olduğuna ikna oldum".
Lord'un El'i, Bayrak ve Kol gibi takma adlar. "Kol teriminin, bu kölenin araç olması arasından Lord'un müdahalesi yan anlamını taşıdığını buldum. Davidic Hizmetçi sonuçta peygamber Joseph Smith'in ileriki bir David'e atfettiği İsrail ve Judah'ın yeniden kurulması ile aynı başarıya ulaşır. İsrail ve Judah'ın değişimi ve yenilenmesi Joseph'in tahminine göre bir Güç Günü'nde olacaktır. İki Isaiah bölümüne göre önceleri Lord'un bir Hizmetçisi dünyada gizlidir ama Lord ona sonraki günlerin İsrail'ini toplayıp eski haline getirme iradesi verecektir. Bu görevde ona yahudi olmayan dürüst insanlar yardım edecektir". Diyor ki, İsraillilere götürüldü ve onu geri çevirdiler bu yüzden yahudi olmayanlara götürüldü ve geliştirildi, bu yüzden buradayım. "İki Isaiah bölümüne göre önceleri Lord'un bir Hizmetçisi dünyada gizlidir ama Lord ona sonraki günlerin İsrail'ini toplayıp eski haline getirme iradesi verecektir. Bu görevde ona yahudi olmayan dürüst insanlar yardım edecektir". Lord çıplak elini tüm ulusların gözü önünde oluşturuyor böylece yahudi olmayanların ona yardım ettikleri zaman Lord'un Hizmetçisi'nin yaptığı evrensel olarak verilmiş görevden bahsediyor. Bu hizmetçinin tanımını bilmiyor olmamıza rağmen kutsal yazmalardan eski peygamber Samuel'e göre böyle bir hizmetçinin kendisini duyurmayacağını ama Tanrı katında David olarak adlandırılacağını biliyoruz". Tamam, sonraki slayt.
Avraham Gileadi İbranice okuyabiliyor, tüm yahudi yazmalarını tercüme ediyor, biliyorsunuz, İbranice yazıları, eski metinleri, ve sonra daha yenilerini de kullanıyor. "Tüm ulusların gözünde Lord'un Hizmetçisi'ni gösteren gömülmüş Lord'un Kolu'nun sadece bizim değil Dünya'nın tüm insanları üzerinde temel bir kutuplaşma etkisi olduğunu buluyoruz. Kutuplaşma görülür görülmez Lord kendi temiz adaletini Dünya'ya getirir". Tamam, burada daha fazlası olduğunu sanmıyorum, değiştirelim. Kitabı alıp tamamını okuyun, size sadece önemli olduğunu düşündüğüm alıntılar veriyorum. "Lord Nefi'ye kendi güçlerini bağışladığı gibi Lord Hizmetçi'ye (Köle, Kul) kendi gücünü bağışlayacaktır. Eskiden Musa'nın İsrail'e önderlik ettiği gibi Lord'un Hizmetçisi yeni Exodus'a Babil'in dışına vahşi arazide yeni dolaşmalar ile Vaad Edilen Topraklar'a doğru önderlik edecektir". Pekala Vaad Edilen Topraklar yeni Kudüs'tür. Hatırlayın size söyledim, "Yeni Kudüs'ün sokakları saydam cam gibi görünecek kadar saf olan altın ile döşenecektir". Yapılar saydam cam gibi olan altından yapılacaktır. Diğer tarafta ilginize sunacağım birşey olduğunu sanmıyorum, değiştirelim. 'Büyük', 'Mucizevi' ve 'Çalışma' terimleri üzerine analizimiz de Lord'un Çalışması'nı doğada belirgin şekilde açığa vurulabilir ve dünyanın kuruluşunda inançsızlık yüzünden gizlenen ışık bilgisine yöneltici olduğunu gösteriyor. Bu Büyük, Mucizevi Bilgi, Mormon Kitabı'nın ve diğer kitapların mühürlü kısmında görülüyor. Bu bilgi önce yahudi olmayan inançlılar arasına verilecektir ve bunlardan İsrail evine geçecektir. Bu ek veriliş Mormon Kitabı'nın Küçük Parça dediği daha büyük şeyleri veya daha önemli gerçekleri içerecektir. Bu yeni açığa vurma Tanrı'nın gizemlerinin bilgisini içerir.." Hatırlayın Essene hakkında konuştum, var olmanın gizemi? Tamam. "Bu yeni açığa vurma Tanrı'nın gizemlerinin bir bilgisini içerir, geçmişte olmuş tüm şeylerin gösterilmesinden, saflıkları ile gelecek olan mühürlenmiş şeylerden oluşur. Sonsuzluğun harikalarını, Tanrı'nın geçmişin günlerinin ve gelecek çağların Krallığı'nın gizemlerini içerirler. Bu Büyük, Mucizevi Açığa Vurma bununla birlikte Lord'un insanları arasında bir kötülükler zamanında gelir. Bu yüzden yeni Açığa Vurmalar kendi yollarındaki hatadan dönen yahudi olmayanları ikna eder. Açığa Vurmalar tüm insanlara hakikatin zaten gittiği yahudi olmayanların kötülüğü, felaketi ve akılsızlığını gösterir. Yahudi olmayanlar Lord'un önünde temizlendiği ve gerçekten içindeki inancı uyguladığı ve kutsandığı zaman, o zaman Lord onlara kendi Büyük ve Mucizevi açığa vurmasını verecektir. Lord'un çalışmasının verilişinin gereği kahinden kahine giden bir noktadan gelir ve onun geniş bir kısmı eski kayıtların tercümesini gerektirir. Bir adam onlara Büyük ve Mucizevi Çalışma'yı bildirse bile inanmazlar". Bunu duymayan birçok insan var. Onlara söylersiniz ve duymazlar. Sonraki slayt.
Yemin ederim ki yabancı bir dilde konuştuğunuzu düşünürsünüz. Biliyorsunuz, duymuyorlar. "Lord sözleşme yaptığı insanlarına onları düşmanlarından koruyacak Kutsal güç verdi. Dahası Büyük ve Mucizevi Çalışma tüm doğallığıyla Tanrı'nın gücü ve hediyesi olarak gelir. Böyle bir ruhsal durum inanca bağlı bir kutsama olarak gelir, kimse onu taklit edemez. Bu mucizeler belli küçük anlamlar içerirler Lord bilgenin kafasını karıştırır. İyileşmeler içerirler". "Nefi dizisinde görüldüğü gibi Büyük ve Mucizevi Çalışma iyinin ve kötünün son ve evrensel bir kutuplaşmasına sebep olur. Başka bir deyişle kalplerini sertleştirmekten pişmanlık duyanlarda kurulur. O günde hepsi ikisi arasını açıkça farkeder. Birine Büyük ve Mucizevi Çalışma Lord'un mutluluğu içinde ve onları karanlıktan kurtaran bir Işık gibi gelir, ve diğerini lanetler. Kötüler bu yüzden onu yok etmek isterler". Devam edelim.
"Büyük ve Mucizevi Çalışmanın amacı bu yüzden Lord'un eski sözleşme yaptığı insanlarını geri getirmektir". "Sözleşme" (covenant) kelimesi "beraber ekmek yemek" anlamına gelir. "Lord eski sözleşme yaptığı insanlarını onları yitik ve düşmüş durumlarından geri getirmek için ikinci kez elini verdiğinde kurtuluş kurumu gerçekleşir. Bu ikincisi Lord'un güç günüdür". "El" terimi gibi "kol" terimi de Isaiah Kitabı'nda Lord'un Hizmetçisi'nin bir takma adıdır. "Lord'un El'ini vermesi başka bir değişle Hizmetçi'nin son günlerde Lord'un sözleşme yaptığı insanları bir araya toplama görevi anlamına gelir". Şimdi bunu "tek bir odada bir araya gelme" şeklinde anlamamalısınız. Hepiniz bugün burada toplandınız ama bir araya gelme tek kalp tek zihin şeklinde olacaktır. Fiziksel olarak bir araya gelme değildir. Tek bir insan olarak düşünmeyi öğrenmektir. Sonraki slayt.
"Biz genellikle eski yerine getirme deyimini peygamber Joseph Smith'in görüşüyle Hakikatler'in geri getirilmesi ile ilişkilendiririz. Eski yerine getirme (onarma) teriminin kutsal kitap tanımı bizim yaygın Hakikatlerin gelişi içeriğimiz ile aynı değildir. Bu farklılık özellikle "herşeyin onarılması" ifadesi için doğrudur. Herşeyin Onarılması'nın yalnızca gelecek olmayıp doğrudan Lord'un Büyük ve Mucizevi Çalışması'ndan geldiğini keşfediyoruz. Kehanetleri onarılma örnekleri veren Isaiah "restore" (yeniden kurmak, onarmak) kelimesini kullanır, İbranice"... ne, göremiyorum, ""S-L-V-W-B" veya öyle birşey" ... Tüm bu örnekler Vaad Edilmiş Topraklar'ın İsrail kabilelerinin yıkıntı şehirlerinden ve politik yetkilerinden fiziksel olarak yeniden geri getirilmesine işaret eder. Nefi, Isaiah'tan alıntı yaparak Mucizevi Çalışma'nın amacını Lord'un insanlarının kayıp ve düşmüş durumlarından kurtarılması şeklinde tanımlar. Bu onarılma Lord elini ikinci defa kaldırdığında olacaktır. Bu tür onarıcı olaylar gerçekleştiği zamanda gerçek Hakikat'in onarılması ile aynı olmayan Dünya'daki Hakikat anlamına gelir." Onunla tamamen aynı fikirdeyim. Onun Mormon Kilisesi'ndan afaroz edildiğini bilmek isteyebilirsiniz.
Bu sırası bozulmuş Ölü Deniz Yazmaları'ndan daha fazlasıdır. Neyse, bu mistisizmden, Tanrı'nın gizemlerinin öneminden, Bilgi Şovalyesi'nden, Tanrıçadan, Kadersizlikten, Kutsal Olan'ın İhtişamı'ndan, "Çeşme" teriminin kullanımından, "Ebedi Çeşme"den, "Yaşayan Sular Çeşmesi"nden, Ebedi Sır'dan, hatta var olmanın sırrından bahsetmekten daha fazlası. Bence bunlar gerçekten doğalarında varlığın gizemini, var olmanın gizemini gösteriyorlar. Biliyorsunuz, biz kimiz, nereden geliyor, neden yaşıyoruz? Danah Zohar'ın kitabına geri dönün, tekrar okuyun ve bunu bulun.... Evet bu Gilliadi'ninkilerden daha fazlası, "Onarılma hem ruhsal hem de fizikseldir. Peygamber Joseph Smith, Rahipliğin anahtarları ve güçleri, ne zaman herşeyi onarsam ve size bilinir kılsam tüm şeyler zamanındadır. Rahipliğin ünvanı Lord'un doğru zamanında tüm şeylerin ve tüm şeylerin bilgisinin onlarılmasına sebep olacaktır. Lord der ki, 'Çünkü ben Dünya'da rahipliğe ait olan, benim olanları onaracağım'". Brigham Young bile, şu an okumuyorum, Brigham Young, Mormon Kilisesi'nin ikinci peygamberi, kendilerini Sonraki Gün Azizleri diyorlar, şöyle dedi, "Şu zamanda, Mechidezek Rahipliği'ni kabul ediyorsunuz ve aynı zamanda Aaronik Rahipliği kabul ediyorsunuz ve bunun olması gerektiği gibi olmadığını biliyoruz. Bu bilgi bize verildiğinde onu almaya hazırlıklı olacağımızı umalım".
Bilgi madde ile gelen şeydir. O Yüksek Rahipliğin yiyeceğidir. Tekrar okuyorum, "Yahudi olmayanların zamanı gerçekleştiğinde İsrail tüm ulusların arasından toplanır". "Elias'a göre İsa gelip her şeyi onaracağını söyledi. Elias İsa'nın Dünya'ya gelişinin bir müjdecisinin yerini gösterir. Onun görevi Müjdeci John ve diğerleri gibi ulusların dillerin ve kralların önünde gelecekten haber vermektir. Peygamber Isaiah bu hazırlık işlerini son günlerdeki Lord'un Hizmetçisi'ne atfediyor. Lord'un Hizmetçisi bu yüzden Elias'ın söylediğidir. Lord Azizlerine bükülmez bir kol ile kölelikten uzağa doğru liderlik edecektir. Lord'un sonraki gün Hizmetçisi insanlara ve krallara gelecekten haber verecektir". Tamam mı?
Başka yok mu? Biraz daha slayt olmalı, evet. Ölü Deniz Yazmaları'ndan biraz daha. İki tane daha olmalı. Onlar ne? Konu ne diyor? Onu daha sonra koymak istiyorum. Virginia Essene adlı bir bayan var ve bana bu kitabı gönderdi, bu kitapta sayfa 196'da, "Uyanan bir İnsanlık için Yeni Öğretiler", 1994 baskısı. Diyor ki, "Bu kasıtlı DNA geciktirmesi yalnızca insanın Tanrı ve Kutsal kuvvetlerden ayrılmasına yol açmadı, ruhsal orjinlerinizi ve gökyüzünüzdeki en parlak yıldız Sirius'taki gibi yakındaki gezegenler ve yıldız kümelerinde şu anda yaşayan diğer galaktik insan varlıkları hatırlamanızı engelledi. Bu genetik engelleme ve gecikme tüm Dünya insanlarının başlangıçta telepatik iletişim, durugörü, duruişitme ve durusezgi yeteneği yani bilinçli olarak görme, duyma, hissetme ve doğal mirasınız olan farklı titreşim freakanslarında ışık ve bilgiyi alıp gönderme yeteneği olan fiziksel varlıklar olduğu gerçeğini toprağa gömdü". Sonraki sayfa.
Buna tekrar ulaşmanın üç yolunu veriyor. Birinci, ikinci, ama ben en çok üçüncü ile ilgileniyorum. Üçüncüsü insanlara belli ender elementleri sağlık veren süperiletken ürünlere dönüştüren İncil'de sözü geçen bir simya işlemi olan nasıl manna yapılacağını öğretmek. Tüm elementlerin en büyüğü altındır çünkü beyaz tozsu nesneye dönüştürüldüğünde vücutta kolayca emilir, uzatılmış hayatın Işık yakıtı haline gelir, Tanrılar'ın azizlerin yiyeceği, 12 helix tam bilince erişme yiyeceği. Size iridyum ve rodyumu zaten verdik". (dinleyicilerde gülüşmeler) Bu benim dediğim şey. Onu bir aramam gerek. Bana bu kitabı gönderdi ve "şu sayfayı oku" dedi, şimdi okuyorum ve onu aramam lazım. Ona bu bilginin Işık varlıklar, Yükselmiş Efendiler tarafından verildiğini iddia ediyor, bunların ona kanallandığını söylüyor. Ah, Virginia Essene, E-S-S-E-N-E, California'da.[1:04:30] 
(dinleyici yorumları) Evet. Yazdığı daha önceki bir kitaba ek gibi; ona bir ekleme gibi. Neyse, ben geçen yılın baharında Virginia Beach'de ilk konferansımı vermeden önce ve benim kasedimi dinlemeden önce rodyum ve iridyum hakkında halka açık olarak konuştuğunu iddia ediyor. Ve ondan bunu onaylamam için bana bir kaset göndermesini istedim. Hala kasetini alamadım, yani .... Neyse size göstermem gerekli. Bu doğru. Değeri her ne ise işte burada. (dinleyici sorusu) Virginia Essene'den Uyanan İnsanlık için Yeni Öğretiler. 1994 baskısı. Sanırım 1994'ün Temmuz'u veya Ağustos'u idi. Yani, eğer bunu benim kasetimden almışsa, baskıya vermekte bayağı acele etmiş. Kendi kitaplarını bastığı için bu mümkün.
Neyse gerçekten önemli olduğunu düşündüğüm bir kitap daha var. 1975'te J. J. Hertach tarafından yazılmış ve ilk kez 1978'de yayımlanmış Bilgi Kitabı: Enoch'un Anahtarları. Sayfa 486'da. Kayıt hücresinden gelen bir Işık yansıtması içinden (veya Merkabbah faaliyeti) ". İddia ettiğine göre oradaki insanlar için bir UFO olan Merkabbah'a götürüldü . . . evet ateş arabaları, her ne ise. "seçilmiş şahıslar Adam Kadmon imajı ile tekrar bağlanabilir" (şimdi Adam Kadmon orjinal Adem'dir, düşüşten önce yaratıldığı şekliyle) "boyut ötesi uzayda çalışan bir rezonans içinden . . . bazı şahıslar normal rezronans bağları ile paralel fazda işleyen fazladan yüksek frekanslı rezonans taşımadı alırlar." Buradaki bazı şahıslardır, her şahıs değil. "Bu ek yüksek frekanslı rezonans bir alt taşıyıcı olarak çalışır (bu ayrı biodönüştürücüler içinden) paranormal enerjileri hafifletir. Bu paranormal hediyelerin nasıl boyut ötesi uzayın rezonansı içinden alınacağını açıklar, sırayla, geleneksel uzay içindeki maddenin moleküler düzenini değiştirebilir."
"Konvansiyonel rezonans kalıplarını ayarlayarak moleküler bir düşme veya biyolokasyon görülebilir ve hiperbağ içinden (bağsız rezonans) çok büyük miktarda enerjinin salınması moleküler yapının değişimi ile sonuçlanır."
" . . . Dahası, bu yüksek frekans rezonansı vücudun biyoçevirici sistemi ile aynı düzene geçtikçe yedi şakra tamamen kutsal görüntüye şekil değiştirebilir."
Sonraki slayt.
Bu Bilgi Kitabı: Enoch'un Anahtarları sayfa 486 ve 487 idi. 1975 yazıldı, 1978'de yayımlandı. Şimdi umarım içinizde sunumun önceki kısımlarında uyanık kalanlar burada sayfa 497 dikkat ederler, "Bu sefer insan elektronların ve pozitronların orbital kabuklarını ışık kuantumları olarak ayırabilir." Geçiyorum, "en sonunda ruhsal evrimin daha saf bilinç düzeyine doğru gelişir.
43 Özde, bu yeni formu ile kuantum mekanik evrimsel düzene nüfuz ettikçe Yaşayan Işık'ın Kutsal Ruh ile göz önüne serilmesidir ve bir Shekinah çıkışı şeklinde evrenin meta-materyal yapısına kutsal bir amaç fonksiyonu ekler.
44 Kutsal Ruh üretimi bazı atomik ve atom altı parçacıklarda bulunan küresel simetride aşırı bozulmaları Elohim'in bilinç programları ile mükemmel uyumlu bir hale dönüştürür."
Wow. Wow! Bunu okuyunca çok heyecanlanıyorum. Yani fizik çevreleri bunu 1978'de bilmiyorlardı. Bir İbrani profesörü bunu nasıl sahip oldu? Markhaba'ya götürülüp Enoch tarafından eğitildiğini iddia ediyor. Ve Enoch simya öğretmeniydi. O Enoch değilse bunu kim bilmeli?
1978'de yazıldı, bu kitabı yayımladılar. Bu benim aklımı uçuruyor. Yani bu bilim değil, bunu açıklayamam. J. J. Hertach ile konuştuğumuz zaman çalışmamı duydu, Sedonia'daki konferansında insanlara benden ve çalışmamızın ne kadar önemli olduğundan yaklaşık altı kez behsetti. Biliyorsunuz, bu bilgi ona açığa vurma deneyimi şeklinde verildi. Kafasına sokuldu ve yazması, kitabı yazması söylendi. Hiçbirşey bilmiyor. Talimat verildikçe yaptı ve kitabı yazdı ve işte burada. Ama o bilgi çok özel. 1975'te elektron-pozitron çiftlerinin ışık olarak davrandığını bilmiyorlardı. Elektron orbital yeniden dizilimlerini bilmiyorlardı. Çekirdeğin simetrisindeki değişimleri bilmiyorlardı. İşte burada.
Başka var mı? Sorular için yaklaşık beş dakikamız var. Cuma'yı bekleyemeyecek kadar önemli bir sorusu olan var mı?
(Soru - Bu insan kitabının sonunda DNA'nin oniki iplik sarmalını onaylayabilecek misiniz?)
Bunu yapamam. California'da bunu yapabilecek benimle temas kuran birkaç kişi var. Ve yapmak istediğimiz şey birkaç insan bulmak, tam olarak onların kan örneklerini, doku örneklerini almak ve izlemek. . . Vücut etrafındaki magnetik alanları gözleyen Valerie Hunt bunları gözlemlemeyi önerdi. Bu işi aletlerle yapıyor. Gerçekten vücutta neyin değiştiğini görmek için dokuz aylık süreci başlangıcından sonuna kadar izleyeceğiz.
(Soru - Buna başladınız mı?)
Hayır, daha başlamadık. Bu adama rodyum ve iridyum verdiğimizde birşeyler olup olmayacağını bilmiyorduk. Yani bunları hiç bilmiyordum. Sonra o yüksek frekanslı ses oldu. Ve sayfa 486'ya dönüyorum, yüksek frekanslı bir sesten bahsediyor. Olması beklenen belki budur diyorum. Sonra üç ay ardından vizyonlar başladı, tam üç ay sonra. Bir ay alıyor, iki ay daha, sonra vizyonlar başlıyor. Üç ay siyah, dört ay beyaz. Vizyonlar dört ay sürdü. Yedinci ayda adam hiçbir bilimin açıklayamayacağı görüş yeteneklerine sahip oluyor. Size nasıl olduğunu söyleyemeyeceğim şekilde herşeyi anlıyor. Ama bu kırmızı evre. Dokuz ayın sonunda bir ışık varlık olması bekleniyor; kozmik yumurtadan gelir. Size bunları anlatıyorum. Belli ki dokuz ayın sonunda "Dave ne oldu?" diyeceksiniz. Kendimi güzel birşey için hazırlıyorum. Ne olacağını bilmiyorum. Ama bu noktaya kadar herşeyin sırası ile gitmesi canımı sıkıyor. Yani gerçekten merak etmeye başlayacaksınız; belki de gerçekten olacak. (Soru - Ne zaman bileceksiniz?) Üç ya da dört hafta içinde sizin için cevaplarımız olmalı.
(Soru - Şafağı Getirenler kitabını biliyor musunuz?)
Okumuşum gibi geliyor, üzerinden zaman geçti, bir kısmını okudum.
(Bu kitap DNA içindeki oniki sarmaldan ve eskiden nasıl bu sarmalların çoğundan ayrıldığımızdan, bunlara ve korkusuzca yaşayan tanrılara tekrar bağlanacağımızdan söz ediyor. Kendileri bizim korkularımızdan uzak yaşayabilsinler diye bizi korku içinde bırakmak istiyorlar. Sevgiye zıt olarak. Programın başında içinizde sevgi, sevgi, sevgi vardı ve bu yüzden sevgi hepimizi 'bir'liğe bağlıyor ama korku bizi ayırıyor.)
Sevgi hakkındaki herşey bu.
(Soru - Birşey sormayı unuttum. David Ashe'nin çalışmasını biliyor musunuz, İngiliz fizikçi ... Sizin biraraya getirdiğiniz herşeyi dinleyip izlerken David Ashe'nin çalışmasını yürütüyorum ve onu duyup duymadığınızı merak ediyorum.)
Hayır.
(Yükselme Bilimi adlı kitabı yazdı)
Evet bunu duymuştum. David Ashe'yi duymadım ama kitabını duydum. Çok korkunç. Kitaplar alıyorum ve başlık sayfasına bakmıyorum, yazarına bakmıyorum, sadece kitabı okuyorum.
(Yani kitabı okudunuz mu?)
Evet, biliyorum. Evet.
(Bir araya getirdikleri hakkında ne düşünüyorsunuz.)
İlginç olduğunu düşündüm. Yardım edecek kadar açık değildi. Açık olmayan şeylerle yaşadığım bir problem. Benden gelen referansların gerçekten açık olmasının sebebi bu. Çünkü bunlar kanallama ile yazılmış kitaplar, ama doğrular. Bunu kesin olarak nasıl açıklarsınız. Bu yüzden biliyorsunuz, Enoch'un Anahtarları tavsiye ettiğim bir kitap. Orada tavsiye edebilmem için yeterli şey yok. Şimdi eğer insanlar ilgileniyorlarsa ışık hzından hızlı seyehat ve vakum içinde anlık iletişimler gibi şeyler hakkında başka bilgilerim de var. Ama çok yakın olduğumuz bu noktada devam etmemiz gerekiyor ve hmm, hmm. . . Başka var mı?
(Soru - İncil'de bir referans var . . .şöyle bir şey "eğer gözün tek ise vücudun ışık ile doldurulsun." Bunu konuştuğumuz şeylerden biri olarak alabilir misiniz?)
Elbette, göz kapaklarınızı kaldırdığınız zaman; üçüncü gözünüzü açtığınız zaman; ışık ile dolduğunuz zaman ve üçüncü gözünüz açıldığı zaman; tek göz, sonra herşeyi bilirsiniz ölümsüz bir varlık olursunuz. Yüksek rahip olursunuz. Hepsi bu. Son zamanlarda bir yüksek rahipler ulusu olmamız bekleniyor. Yani anlatılanlar bunlar. Son zamanlarda olacak şey için bizi hazırlıyor.
(İki şey. Biri Max Planck'ın sizin konuştuğunuz gibi bir gün 'biz ışığız' şeklinde yorum yapması. Özellile bu akşam burada söylenenlerin ışığı altında bunun ilginç olduğunu düşündüm. Diğer sorum, birisi doğrusal hızlandırıcı olmadan birşeyi yüksek spin durumuna geçirebilir mi?)
Elbette, burada bugün anlattığım şey bu elementlerin doğal olarak doğada yüksek spin durumunda bulunmaları. Ve lineer hızlandırıcıya ihtiyacınız olmamasının sebebi bu. Oradalar ama analitik aygıtlara görünmezler ama oradalar. Havuç suyu içmekle yüksek spin durumunda rodyum alıyorsunuz. Aloe vera jelini belli şirketlerden aldığınızda iyi, diğerlerinden alınca hiçbirşey. Bu yüzden hangi şirketlerle iş yaptığınızı bilmeniz gerekiyor. Ama evet, yüksek spin elementlerin çok, çok, çok miktarda doğal kaynakları var. Konferansın konusu bu. Tamam. Evet bayım?
(Soru - Dün test aşamasındaki deneğin dokuz aylık ....)
Sekiz buçuk ay.
(Sekiz buçuk ay. Geleceği ve olacakları gördü mü; burada Dallas'taki birisi için bir mesajı var mı?)
(Dinleyici gülüşmeleri)
Hayır bayım. . . . gerçekten huzursuz oldu. Kuzey Phoenix'te yaşadı ve gerçekten . . . oruca başlama zamanında duyularınız keskinleşiyor. Herşeyi koklayabilirsiniz. Herşeyi tadabilirsiniz. Herşeyi duyabilirsiniz. Biliyorsunuz, herşey heyecanlandırıcı derecede kuvvetlenir. Ve ayrılıp New Mexico'ya gitmek zorunda kaldı çünkü vadide ona yönelen tüm o enerji ile neredeyse çıldıracaktı. Son zamanlarda kuzey vadisinden taşındı ve Phoenix'in kuzeyinde olan New River denen yere gitti. Tüm bu gergin enerjiden uzak durmaya çalışıyor. Bu yüzden, hmm, bunu gerçekten ciddiye alıyor. Yani hayatını derinden değiştirdi ve birçok insandan kaçıyor. Diğer insanlarla bir araya gelmemeye çalışıyor çünkü onu canını sıkan şeyleri görüyor ve oradan uzaklaşıyor. Bu konuda konuşmaktan hoşlanmıyor. Onu zorladığım zaman benimle paylaşır ama . . . Önceleri çok konuşurdu ama şimdi oldukça çekingen hale geliyor. Ve tamamen sağlıklı, hastalığı yok, beyin fonksiyonları iyi. Herşey normal. Ama kendini bir başkasıyla özdeşleştirme yeteneği var. İnsanlarla etkileşiyor ve birçok insandan uzak durmaya çalışıyor. Bu onu hisler ve duygular ile boğuyor. Yeni basitçe böyle. Dallas'taki insanlara söyleyecek birşeyi yok.
(Soru - Düzenli olarak yemeye başlayınca diyetini değiştirdi mi?)
Bana anlattığı birşey değil. Yani, bu sesin devam edeceğini bilmiyorduk. Normal yemeye döndüğü gibi bunun da yok olacağını farzettik. Sonuç olarak test esnasında devam etti, sona ermedi. Ve biliyorsunuz hala devam ediyor. Bu yüzden, tüm bunların olması beklenenler olduğunu söyleyebilirim. Her ne ise olacak olan da o ve bu konuda birşey yapmayacağız.
(Soru - Bugün ilk yarıyı bitirirken tüm yapmamız gerekenin Meissner alanını giymek olduğunu söylediniz, manna içmekten başka bunu yapmanın bir yolu var mı? Bize nasıl olduğunu öğretecek misiniz veya bunu kendimiz için bulmamız mı gerekir?)
Kuşkusuz ona ulaşmanın başka yolları da var. Belli yiyecekler var, belli bitkisel içecekler var, meditasyon ve düşünceye dalma sırasında vücudunuzda olan şeyi geliştirmenin belirli yolları var. İnanıyorum ki bu duruma ulaşmış Tibetli rahipler var. Sufi ustaları var. Ama bunların çoğu uygulanması gereken otuz, kırk veya elli yıllık bir kendini verme, adama ve perhiz gerektiriyor. Benim anlattığım aynı duruma ulaşmanın çok kısa bir yöntemi. Size daha önce de söylemiştim bir Taoist rahip bana gelip şöyle demişti, "Dave, bu orgazmların mümkün olduğunu biliyorum. Bunu biliyorum. Ben hiç yaşamadım ve mağaralardaydım, meditasyon yaptım, oruç tuttum, tüm bu şeyleri yaptım ve orgazmları hiç yaşamadım ama mümkün olduğunu biliyorum çünkü kutsal metinlerimizde var." Ve dedi ki, "bu adam günde altı yedi defa yaşıyor ve hiçbir felsefi çalışması yok. Ama bunu yapıyor. Anlamam lazım, bilmem gerekiyor." Bu yüzden madde onda var. Portland'da yaşıyor ve maddeye sahip. Şimdi onu kullanacak ve bu çalışma hakkında içim rahat olduğu için ve bunu isteme nedeni için ona verdim.
Hmm, biliyorsunuz, bilimsel bir şapka takmam gerek. Bunu anlamalısınız. Biz daha iyisini bilsek de dünyaya bir bilim olarak gitmeli. Bunun ne olduğunu anladığınız zaman, bunu nasıl koruyacağımı ve dünyaya nasıl gideceğini düşünmelisiniz. Yaptığım şeyin doğru olduğuna inanıyorum, insanlara bu şekilde ulaşmalıyım, halka yönelik pahalı reklamlar yok. Belli insanlar gelir, belli insanlar gelmez. Gelenler bunu duyması gerekenlerdir.
İki yıl içerisinde isteyen herkes için hazır olacağını söyleyebilirim. Karşılığı . . .ne verirseniz yeterli. Böylece hiçkimse karşılayamayacağını söyleyemez. Hiç paranız yoksa bedavadan alacaksınız. Hazırlık yaptıysanız ve hazırsanız sizindir.
Benim kaygım o geri döndürülemez birşeydir. Ve bu yüzden insanların gerçekten düşünmelerini istiyorum. Kadınlar bunu anlayabilirler. Biliyorsunuz, hamile kalmazsınız ve sonra hamile olmak istemediğinize karar verirsiniz. Bu şekilde bir defa vücudunuzda olduğunda devam eder. Nasıl sona erdirileceğini bilmiyorum, nasıl kapatılacağını bilmiyorum. Yani insanların "ama Dave bunu anlamıyorum" demelerini istemiyorum. Bunu yaparken ne üstlendiklerini anladıkları konusunda içimin rahat olmasını istiyorum. Tamamen için rahat olduğunda da yapacağız.
(Soru - Bizimle paylaştığınız enerjiniz için size teşekkür etmek istiyorum. Texas'ta hükümet sponsorluğunda süperiletken süper-çarpıştırıcımız için sadece özet olarak bir adres verebilseydiniz. Doğru yolda ya da yanlış yolda olup olmadıkları veya gereksiz bir yoldalar mı?
Hmm, ister inanın ister inanmayın o işin bununla hiçbir alakası yok. Süperiletken süper-çarpıştırıcı ile tüm yaptıkları, zaten biliyorsunuz, kablolara elektrik veriyorlar ve bunların etrafında magnetik alan oluşturuyorlar. O büyük çekirdekleri yapıyorlar ve sürekli darbe akımları ile besliyorlar, bu magnetik alanlar yüklü parçacıkları hızlandırıyor. Süperiletkenlerin tüm yaptığı o iletken içinden onların yapabileceğinden daha fazla akım akıtmak ve böylece daha büyük alanlar yapıp yüklü parçacıkların arkasında daha büyük enerji koyabilmektir. Ama onların üzerinde durduğu çalışma süperiletken alan değil yüklü parçacıktı. Bu yüzden gerçekten, benim süperiletkenlerim var, onların süperiletkenleri var ama onların işi ile benim işimin bir alakası yok.
(Soru - Oradaki metinlerin birinde lotus çiçeği ile ilgili bir referans vardı. Lorus çiçeğindeki rodyum ve iridyum yoğunluğu ile ilgili birşey biliyor musunuz?)
Hayır, bilmiyorum.
(Çünkü o bazı Hintliler için önemli bir besin kaynağıdır.)
Evet, yüzyıllar boyunca bununla ilgili gelen birçok şey var. Ama ben gerçekten temel bir anlayışı olduğunu düşünüyorum. Hmm, lotus çiçeği ne renktir?
(Beyaz.)
Evet, görüyorsunuz bence hepsi bu. O beyaz bir madde ve lotus çiçeği saf beyaz maddenin sembolik bir anlatımı. Hmm, hangi kültüre bağlı olduğunuza göre değişen onu tanımlamak için kullanılan bir sembol. Ama ben bu bilginin üç ya da dört bin yıldır kayıp olduğuna inanıyorum. St Germain hakkında bilgim var ve hakkındaki herşeyi biliyorum ama birisinin gerçekten yapmayı bildiğine inanmıyorum. Sanırım insanlar ona sahiptiler. Bence Templar'lar Etiyopya üzerindeyken ona sahiptiler. Bence Ahid Sandığı'ndan bir miktar madde almışlardı. Bu şekilde o kadar çok zengin olduklarını düşünüyorum. İçlerinden bazılarının onu kullandığını düşünüyorum. O zamanlar bunu yapacak insanlar vardı ama kullanıldıktan sonra başka hiç kalmadı çünkü nasıl yapılacağını bilen hiçkimse yoktu. Bence bahsettiğiniz sadece bir sembol, beyaz saf bir madde.
Evet bayan.
(Soru - Bence diğer bayanın sorusunu kendi bakış açınızla bir dereceye kadar yanıtladınız. Ama hmm, ben yirmi yıl kadar bir süredir simya ve kutsal bilim üzerinde çalışan insanlardan biriyim ve literatür içinde bunun ne kadar tehlikeli olabileceği ve hatta beyaz tozun var olmadığı ile ilgili uyarılar var bu yüzden anlamları ile veya anlamlar üzerindeki sizin teorileriniz ve seçim kriterleriniz ile ilgileniyorum)
Bence literatür burada konferansta sunduğum gibi çok açık olarak söylüyor. O bölen kılıçtır; ortaya çıkaran kılıçtır. Bazıları için tamamen kurtuluş, kötü insanlar için ortaya çıkmadır. Dünyada şu anda sizin üzerinizde olan güçlerinden ve kontrollerinden vazgeçmek istemeyen insanlar var. Temel olarak burada yarattığımız şey sistemden tamamen çıkıştır. Ve biliyorsunuz, içinizden on, onbeş kişi yaparsa kim umursar. Ama binler yapmaya başlarsa umursarlar. Tüm yapabilecekleri onu kendileri kontrol etmeye çalışmaktır. Daha önce alınmasın sebebi de bu çünkü daha önce burada olduğu zaman kötüye kullanıldı. Düşüncelerinizi diğer insanların zihinlerine yansıtabildiğinizi anladığınız zaman birisini gerçekten yapmak istemediği birşeyi yapmaya ikna edebilirsiniz. Biliyorsunuz, yanlış ellerde çok çok güçlü olabilir. Piyango numaralarını çekilişten önce bilmek, olayları olmadan önce görebilmek, neler olacağını anlamak. Biliyorsunuz, bunu bencilce kullanırsanız, İsa'nın tüm yeteneklerine sahip olmaktır, ama bencilce kullanırsanız bu anti-İsa'dır. Ben İsa'nın hepimizin içinde olduğuna inanıyorum. Ama aynı zamanda anti-İsa'nın da hepimizin içinde olduğuna inanıyorum. Bunların da anti-İsa'nın farkına varıp içimizdeki anti-İsa'yı yenmek ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Ve insanların bunun farkında oldukları, realistik oldukları, bunu anladıkları ve yapmaya hazırlandıkları konusunda içimin rahat olmasını istiyorum. Çünkü bunu hayatlarına geçirmezlerse, bu şekilde düşünüyorlarsa, çok hoş bir insansa ama bu yönünün farkına hiç varmadıysa endişelendiğiniz sorun bu gücü elde ettiklerinde değişecekler midir? Düşündüğünüz şekliyle mükemmelleştirmez. Vücudunuzu mükemmelleştirir, zihinsel yeteneklerinizi mükemmelleştirir ama zihinsel durumunuzu değiştirmez. Şimdi iyice düşünürseniz, herkes düşüncelerinizi bilirken yanlış zihinsel durumu korumak zor olabilir, ama bazı umursamayan insanlar da olacaktır. Yani katiller, tecavüzcüler ve kötü insanlar var, ben kötüyüm, kötü olduğumu biliyorum, kimlerin bildiği de umurumda değil ben hala kötüyüm diyecekler. Ama en azından hepimiz onların kim olduğunu bileceğiz. Bu, bu . . . Artık gri olmayacak, herşey ya siyah ya da beyaz. Artık gri yok, tüm gri yok olacak. Ve buna bölen kılıç deniyor. Evet bayım?
(Soru - Birkaç noktada kafam karıştı. Bir tanesi, geçen gece değindiğiniz bireyler arasındaki sorumluluk. Size onu da yanınıza alamaz mısınız diyordum. Merak ediyorum, hmm, burada önerdiğiniz şey toplumu toptan değiştirmek için bir şans. Sanıyorum ki küçük çocukları olan aileler ve bu tür şeyler için etkilerinin ne olduğu hakkında bazı düşüncelerim var; yani hepimiz gitmek istemez miyiz?)
Hmm, zor olan bir geçiş dönemi var. Çünkü kendileri için karar veremeyecek olan küçük çocuklar var ve büyüyüp kendi kararlarını vermeleri için onlara zaman tanınmalı. Ama insanlar bu duruma geçtikçe ve sonra çocuklar doğdukça bunların o durumda doğacaklarını ve tüm doğalarının değişeceğini göreceksiniz. Doğumdan itibaren İsa gibi olacaklar. Ve bu bence nihai kader. O noktaya gelirken tabi ki sorun olan bir geçiş dönemi var. Hepimizin anlaması gerektiğini düşünüyorum, bu madde dünyada size bağlı ve size ihtiyacı olan insanlarınız varsa, o insanlara karşı sorumluluğunuz ile bir uzlaşma bulmanız gerek. Onları yapmak istediğiniz şey hakkında haberdar edin ve bu konuda, onlar olmadan devam edeceğiniz konusunda içlerinin rahat olduğundan emin olun. Eğer şu anda küçük çocuklarınız varsa ve size ihtiyaç duyuyorlarsa onlar büyüyece kadar yanlarında kalmalısınız.
(Benim yok)
Ama bu bir durumdur. Bence böyle. Ölümün son olduğunu düşünmüyorum. Bence doğru yapana kadar defalarca tekrar geliyorsunuz. Bence tekrar gelmekten kurtulmanın yolu bu. Bence bu tam olarak yükselmenin ve bedeninizi de birlikte götürmenin yolu. Sonra gerçekten tekrar gelmeye ihtiyacınız olmaz. Bu sahip olacağınız bir seçenek. Şimdi yakınlarını çok seven ve yükseldiği halde burada dünyada kalmayı seçecek insanlar da olacaktır. Bu insanlar gerçek sonraki gün azizleri diye anılacakl

Edited by - on
Go to Top of Page
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol